Ülkemiz ekonomik yönden zor günler yaşıyor; bir yandan pandemi sonrası küresel ölçekte devam eden üretim şartları, diğer yandan yaşadığımız çağa damgasını vuran büyük deprem felaketi sonrası dev ölçekli mali yükler…
Benim gibi uzun yıllar iş dünyasının içinde olanlar bu tür krizleri tanırlar, çok daha kötülerini yaşamışızdır.
Ama ülkemiz her seferinde tüm krizlerle baş edip, düze çıkmıştır.
Tabii bu arada hepimize düşen görevler vardır.
Herkes bir şekilde sıkıntı çeker, üzerine düşeni yerine getirir ama sonunda başarmış oluruz.
Mutlaka hepimiz bir şekilde tasarruf ediyoruz, bazı harcamalarımızdan özellikle lüks denebilecek harcamalarımızda kısıtlamalar yapıyoruz.
Hep beraber sıkıntı çekeceğiz; ama başaracağız.
Biz fert olarak tasarruf ederken, bizden daha önce merkezi yönetimin ve yerel yönetimin tasarruf etmesi, gereksiz harcamalar yapmaması gerekir.
Biz şimdi konunun yerel yönetim ayağına bakalım:
*Büyükşehir Belediyesi ekmek fabrikasını tam kapasite çalıştırarak halka ucuz ekmek sağladı.
*Mahalle mutfakları ve çorba projesi ile dar gelirli insanların geçimine büyük katkı verdi.
*Halk kart sistemi ile yardımlarda bulundu.
Tabii şu anda halkın yaşamını sürdürebilmesi için en önemli harcama kaynağı beslenme alanında, onlara yardımcı olmak gerekir.
Tüm bu hizmetlerle Büyükşehir Belediyesi tüm övgüleri hak ediyor.
Ekonomik kriz önümüzdeki günlerde daha ağırlaşarak sürdüğü zaman, Büyükşehir ve ilçe Belediyelerimizin daha fazla sorunun üzerine gitmeleri gerekecek.
Aslında birçoğu anlamsız olan, yöreye hiçbir katkısı olmayan şenlik ve festivallerden vazgeçilmeli.
Hatta en azından bir yıl için, sosyal katkısı olduğu iddia edilenlerden bile vaz geçilmelidir.
Bu eğlencelere harcanan büyük para, tasarruf edilerek daha fazla geçim sıkıntısı içinde olan halkımızın yaşamını kolaylaştırmaya harcanabilir.
* * *
Bir de Mersin’in öteki yüzünü düşünün: Uzaktan şenlikleri, görgüsüzce atılan havai fişekleri izlerken, bir parça ekmek bulma kavgasında olan insanları düşünün.
Kentin öteki yüzünü görmeyenler, bir kez oradaki yaşamı yerinde görseler, insani açıdan utanç duyacaklardır. Kent içinde görece yakın temasta olan kesimler arasındaki bu harcama dengesizliği, bir tarafın en zaruri konularda geçim sıkıntısı çekerken diğerlerinin şımarıkça harcamalarla gösteriş yapması her anlamda ilişkileri ve sosyal dayanışmayı kirletir.
Sosyal dengeleri değiştirecek, sosyal çatışmalara yol açabilecek bu hassas durumu göz ardı etmemek gerekir.
Sonuç olarak, özellikle Belediyelerimiz bir an önce bu eğlence furyasına son vermeli, bunun dışında da yapılacak diğer Festival, Şenlik, Konser gibi etkinlikler ertelenmelidir. En azından bir yıl için, şu ağır ekonomik şartlar kendi içinde yumuşamaya başlayıncaya kadar tutumlu davranmak gerekir; özellikle de deprem felaketinin sonrasında yaraları sarmak için, devletimiz ve depremzede kardeşlerimiz bunca sıkıntılarla uğraşırken eğlence ve festival zamanı değildir!
En başta Belediyelerimiz ve destekleyen firma ve kuruluşlar, ekonomik ve çok daha önemlisi sosyal bağlamda çok olumsuz sonuçlar barındıran bu tutumlarından şimdi ve hemen vazgeçmelidirler.
Bu zor zamanlar, insanların ve insanlığın sınavdan geçtiği zamanlardır; her davranışımızın hem ulusal hem ahlâkî sonuçları olacaktır. Tüketim, harcama ve özellikle de ertelenebilir eğlence kalemleri hususunda vicdani, ahlâkî ve millî değerlerimizi, sosyal sorumluluklarımızı ve toplumsallık bilincimizi bir an bile ihmal etmeyelim.
HARUN ARSLAN….18 Ağustos 2023