Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

“ KENT KONSEYİ “ MACERALARI !

Kurumlar arası iletişim önemlidir; ama daha da önemlisi kurum içi iletişim olsa gerektir. Geçtiğimiz hafta, bir kurumun aynı güne ve  saate denk gelen  iki etkinliği vardı;  *Büyükşehir Belediyesi MESKİ’nin bir etkinliği;  *Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi etkinliği.   MESKİ etkinliği önemliydi; “Olağandışı Nüfus Artışına ve Kuraklığa Karşı İçme suyu  Kapasite Artırım Çalışmaları” hakkında bilgi verilecekti.   Kent Konseyi’nin etkinliği ise, dönem sonuna az bir zaman kalmasından dolayı önemli olmalıydı. Benim hatırladığım,  yaptıkları “ ilk  ve geç” de olsa düşünce, öneri ve çözümlerin  konuşulacağı  Dinliyoruz Buluşması başlığı altında bir etkinlikti.   Şimdi, Mersin kamuoyu açısından her iki etkinlik de dikkat çekici bir içeriğe sahiptir ve çoğu kişinin  ve kurumun izlemesi gerekir. Peki nasıl olacak? Bırakın aynı güne denk getirmeyi, aynı saate denk getirme başarısı (!) nasıl bir organizasyon becerisidir? Aynı kurumsal çatı altında çalışan iki yönetim kademesi arasında bilgi kanalı ve iletişim imkânı yok mudur? Bu meselenin biçimsel yanı… Şimdi içeriğe bakalım.   Uzun yıllardır kent konseyleri ile ilgili birçok köşe yazısı yazdım. Bu yapının kente ne yarar sağladığı konusunu hâlâ anlamış değilim; ama nasıl zarar verdiklerini ve verebileceklerini sayısız konuda gözlemleyerek öğrendim.   Sn.Macit Özcan döneminde kent konseyi, çevrecilik adına istihdam ve katma değer sağlayacak tüm Mersin projelerine karşı çıktı; ya engelledi ya da geciktirdi.   Sn.Burhanettin Kocamaz zamanında ise kent konseyi neredeyse siyasi bir oluşum haline gelerek, askerî konulara bile karışır oldu.   Sn.Vahap Seçer zamanında kent konseyinin herhangi bir önemli çalışmasını görmedik; ama böylece  de en azından kente zarar vermediler.   Kente zarar verilmediği için de mutlu olmalıyız…   İlçe kent konseyleri ise somut bir yararı olmayan, göstermelik vitrin çalışmalarıyla basında yer alıyor.   Bazı İlçe Belediye Başkanları ise kendilerini “Kent Konseyi Başkanı” ilan ederek, bu yapılanmayı pasif halde tutuyor; böylece de  sorunu kökünden çözmüş oluyorlar. Aslında, bu yapının politik bir hesap yapmadan ve doğrudan Mersin’in günlük yerel yönetim alanındaki  bazı sorunlarının çözümünde düşünce üreterek, ilgili belediyelere öneriler taşımak, hemşeriler ve kurumsal yapılar açısından belediye hizmetlerinin verimliliğini sağlayıcı müzakerelere imkân sağlamak gibi basit, sıradan ama demokratik kültür açısından kıymetli bir işlevi olabilir.   Ama geriye baktığımızda, kent konseyindeki arkadaşların çoğu kez ya belediye başkanının özel tanıtım organı gibi çalıştığını, ya da bağımsız bir yönetim aygıtı gibi kendilerini hiç ilgilendirmeyen politik ve yönetsel konularda ahkâm kestiğini, basına demeçler vererek ilgili belediye yönetiminin bile önüne çıkmaya çalıştıklarını; basını ve kamuoyunu meşgul ederek görev alanlarının ve yaptırım güçlerinin çok çok ötesinde ulusal meselelere bulaştığını, hatta merkezî idareyi hedef alarak boylarını aşan işler konusunda boş laflarla, kişisel  reklama soyunduklarını izledik.   Sonuçta, belki de sıradan, basit gündelik yerel hizmetlere dair uygulanabilir önerilerle ilgili belediyelere yardımcı olabilme imkânlarını da hiçe saydılar. Özet olarak ve bunca yılın tecrübesi ışığında ve maalesef şu noktaya geldik: Belki de kaynak ve mesai israfından öteye gitmeyen bu kent konseyleri oyununa artık son vermek, kent adına daha yararlı olacaktır.   HARUN ARSLAN…..20 Ağustos 2023    
Ekleme Tarihi: 21 Ağustos 2023 - Pazartesi

“ KENT KONSEYİ “ MACERALARI !

Kurumlar arası iletişim önemlidir; ama daha da önemlisi kurum içi iletişim olsa gerektir.

Geçtiğimiz hafta, bir kurumun aynı güne ve  saate denk gelen  iki etkinliği vardı; 

*Büyükşehir Belediyesi MESKİ’nin bir etkinliği; 

*Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi etkinliği.

 

MESKİ etkinliği önemliydi; “Olağandışı Nüfus Artışına ve Kuraklığa Karşı İçme suyu  Kapasite Artırım Çalışmaları” hakkında bilgi verilecekti.

 

Kent Konseyi’nin etkinliği ise, dönem sonuna az bir zaman kalmasından dolayı önemli olmalıydı. Benim hatırladığım,  yaptıkları “ ilk  ve geç” de olsa düşünce, öneri ve çözümlerin  konuşulacağı  Dinliyoruz Buluşması başlığı altında bir etkinlikti.

 

Şimdi, Mersin kamuoyu açısından her iki etkinlik de dikkat çekici bir içeriğe sahiptir ve çoğu kişinin  ve kurumun izlemesi gerekir.

Peki nasıl olacak? Bırakın aynı güne denk getirmeyi, aynı saate denk getirme başarısı (!) nasıl bir organizasyon becerisidir?

Aynı kurumsal çatı altında çalışan iki yönetim kademesi arasında bilgi kanalı ve iletişim imkânı yok mudur?

Bu meselenin biçimsel yanı…

Şimdi içeriğe bakalım.

 

Uzun yıllardır kent konseyleri ile ilgili birçok köşe yazısı yazdım.

Bu yapının kente ne yarar sağladığı konusunu hâlâ anlamış değilim; ama nasıl zarar verdiklerini ve verebileceklerini sayısız konuda gözlemleyerek öğrendim.

 

Sn.Macit Özcan döneminde kent konseyi, çevrecilik adına istihdam ve katma değer sağlayacak tüm Mersin projelerine karşı çıktı; ya engelledi ya da geciktirdi.

 

Sn.Burhanettin Kocamaz zamanında ise kent konseyi neredeyse siyasi bir oluşum haline gelerek, askerî konulara bile karışır oldu.

 

Sn.Vahap Seçer zamanında kent konseyinin herhangi bir önemli çalışmasını görmedik; ama böylece  de en azından kente zarar vermediler.

 

Kente zarar verilmediği için de mutlu olmalıyız…

 

İlçe kent konseyleri ise somut bir yararı olmayan, göstermelik vitrin çalışmalarıyla basında yer alıyor.

 

Bazı İlçe Belediye Başkanları ise kendilerini “Kent Konseyi Başkanı” ilan ederek, bu yapılanmayı pasif halde tutuyor; böylece de  sorunu kökünden çözmüş oluyorlar.

Aslında, bu yapının politik bir hesap yapmadan ve doğrudan Mersin’in günlük yerel yönetim alanındaki  bazı sorunlarının çözümünde düşünce üreterek, ilgili belediyelere öneriler taşımak, hemşeriler ve kurumsal yapılar açısından belediye hizmetlerinin verimliliğini sağlayıcı müzakerelere imkân sağlamak gibi basit, sıradan ama demokratik kültür açısından kıymetli bir işlevi olabilir.

 

Ama geriye baktığımızda, kent konseyindeki arkadaşların çoğu kez ya belediye başkanının özel tanıtım organı gibi çalıştığını, ya da bağımsız bir yönetim aygıtı gibi kendilerini hiç ilgilendirmeyen politik ve yönetsel konularda ahkâm kestiğini, basına demeçler vererek ilgili belediye yönetiminin bile önüne çıkmaya çalıştıklarını; basını ve kamuoyunu meşgul ederek görev alanlarının ve yaptırım güçlerinin çok çok ötesinde ulusal meselelere bulaştığını, hatta merkezî idareyi hedef alarak boylarını aşan işler konusunda boş laflarla, kişisel  reklama soyunduklarını izledik.

 

Sonuçta, belki de sıradan, basit gündelik yerel hizmetlere dair uygulanabilir önerilerle ilgili belediyelere yardımcı olabilme imkânlarını da hiçe saydılar.

Özet olarak ve bunca yılın tecrübesi ışığında ve maalesef şu noktaya geldik:

Belki de kaynak ve mesai israfından öteye gitmeyen bu kent konseyleri oyununa artık son vermek, kent adına daha yararlı olacaktır.

 

HARUN ARSLAN…..20 Ağustos 2023

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.