Yerel seçimler yaklaşıyor. Büyükşehir Belediyesi her gün yapılan hizmetleri basın bildirileri ile belirtiyor ve bu şekilde seçim çalışması yapmış oluyor. İlçe Belediyeleri de Büyükşehir kadar olmasa da, yaptıkları çalışmaları duyuruyorlar. Bunların dışında İYİ Parti aralıksız olarak il merkezinde ve ilçelerde seçim çalışması yürütüyor. “Millet İttifakı”  ihtimaline rağmen hem CHP hem de İYİ Parti,  aday kendilerinden olacak gibi çalışıyorlar. Ak Parti ve MHP’ ye, yani Cumhur İttifakı’na gelince, henüz Mersin Büyükşehir adaylığının  hangi partiye verileceği belli olmadığından, iki taraf da beklemede..   Kente halkın önemli bir kısmı, bir kez de olsa “İktidar Partisi” seçimi almalı eğiliminde. Merkezî yönetimin yerele olan bütüncül desteği elbette çok önemlidir; bunun rasyonel ve olağan şartı ise, elbette o ildeki belediyenin iktidar kanadınca kazanılmış olmasıdır.  Nitekim, son yirmi yılda başarılı Büyükşehir Belediyelerinin hemen tamamı AK Parti yönetimindeki belediyelerdir; diğerleri zorunlu kimi devlet yatırımlarıyla yetinirken, Ak Partili belediyelere doğrudan ve dönüşüm sağlayan destekler sağlanmıştır.   Siyasetin bu anlaşılır ve realist pratiği, meselâ Gaziantep ve Konya gibi ağırlıklı olarak CHP’nin başarılı olduğu illerde değerlendirilmiş; buraların Ak Parti  dönemindeki hızlı kentsel dönüşümü sağlanmıştır; yani yerelde kente hizmet öncelikli  bir politik tercih öne çıkmıştır. Mersin ise ısrarla genel siyaset çizgisinde hareket ederek, yerel yönetimlerde hep iktidar çizgisine ters pozisyon alarak, kentin yerel hizmetler yönünden kalkınmasını köstekleme pahasına, bunda ısrar etmiş; Büyükşehir yönetimleri çoğu kez de bir muhalefet partisi konumu alarak,  iktidarla dalaşmıştır. Bunun elbette kente maliyeti büyük olmuştur. Ne yapalım ki ülkemizde siyaset pratiğinin rasyonel, olağan işleyişi budur ve bunun tüm partiler açısından kabullenildiği açıktır. Bunun ilkesel açıdan, yani düşünsel tutarlılık açısından tartışılması başkadır; pratik ve rasyonel siyasetin gereği açısından kabul edilmesi başkadır. Mersin kamuoyu, şimdi en azından bir kez de olsa iktidarla uyumlu bir Büyükşehir Belediyesi yönetiminin yerel hizmetler açısından kente katabileceklerini konuşmaya başladı. Sonucu ise elbette hemşerilerin demokratik tercihleri belli edecektir. *                     *                     * Gelelim mevcut Belediyelere… Başkanlar elbette yaptıkları hizmetleri anlatacaklar; ama zaten ağırlıklı olarak bu hizmetler, yasa gereği zorunlu ve olağan belediye  hizmetleridir. Dönem sonunda bunların önemli bir kısmı hatırlanmayacaktır. Oysa kentin geleceğini dönüştüren, çağdaş anlamda hemşerilerin hayatını değiştiren projeler olmalıdır. Bu bağlamda hep başka ve yakın çevre  illerdeki Belediyelerin projelerini de takip ederim. Beni etkileyen iki proje vardı. Bundan önceki Gaziantep Belediye Başkanı Asım Güzelbey’i  Başkanlık döneminde ziyaret etmiştim. Bir gün bana yerinde gerçekleştirdiği projeleri anlattı. Beni en çok etkileyen projesi eski Metro vagonlarını bazı Avrupa ülkelerinde satın alıp, yenilenmesini sağlaması idi. Daha sonra da kendileri vagon üretimini gerçekleştirmişler.   Beni etkileyen ikinci proje eski bir Bakanımızın bana anlattığı Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in gondol projesi. Eskişehir’de gondol imal ediyorlar ve gondollar Türki Cumhuriyetleri’ne satılıyor.   Mersin gibi denizi, dağları, krater gölleri, antik şehirleri, dereleri, doğal güzellikleri, verimli tarım arazileri, limanı, serbest bölgesi, sanayisi gibi daha sayamadığımız birçok zenginliğe sahip bir kentte, herhalde ülke genelinde ses getirecek projeler olabilse gerektir   Hala zaman var.   Çevre büyükşehirlere  kıyasla, başta kent içi ulaşım olmak üzere sayısız çağdaş hizmetler konusunda hâlâ sıradan bir kent konumundayız; bu yakışıksız gerilikten sıyrılabilmemiz için çok köklü projeler gerekiyor. Yönetime talip her siyasi çizgi, bu kentin temel sorunlarını açıkça ve dürüstçe konuşarak, çözüm önerilerini ve inandırıcı kaynaklarını açıklayarak oy istemelidir. Yerel seçimler bir ideolojik savunma konusu olmamalıdır; hizmete dayalı bir yarış olmalıdır.   Adaylar, politik kimlikleriyle değil, hizmet vaat eden inandırıcı projeleriyle meydana çıkmalıdır. Genel, soyut politik sloganlarla değil, sorun çözücü programlarla oy istemelidir. Bizler de seçmenler olarak,  ideolojik hesaplara bu kenti kurban etmekten artık vazgeçmeliyiz. Bu bir yerel seçimdir ve hepimiz gündelik hayatını zora sokan sorunların çözümü için bir fırsattır. Buradan bir genel politik hesaplaşma yapılamaz; kentin geleceği söz konusudur; gündelik hayatımızda her gün yaşadığımız sayısız meselenin çözümü söz konusudur.   HARUN ARSLAN….22 Ağustos 2023