Mersin’in  gelişmesini dört kuruma  bağlarım; adeta bir masanın dört ayağı gibi: *Mersin Valiliği *Mersin Büyükşehir Belediyesi *Mersin Üniversitesi *Mersin Ticaret ve Sanayi Odası   Bu konuda çok fazla yazı yazdım. Bu kurumsal yapıların kamusal hizmetler ve kente dönük verimleri açısından eşgüdümlü olmaları çok önemlidir. Elbette bu konuda asıl sorun, merkezî iradeyi kentte temsile yetkili Valilik dışında, üniversitenin yüzünü kente dönmekte çabası ve Büyükşehir Belediyesiyle MTSO yönetimindeki liyakat durumudur. Özellikle son 20 yılı incelersek, kentin kendine ait kurumsal yapılarının, yani Üniversite, Büyükşehir Belediyesi ve MTSO yönetimlerinin aynı anda yeterli ölçüde koordine olarak Valilikle uyumlu, verimli bir çabaya girdiğine tanık olmadık. Açıklıkla ifade etmek gerekirse, bu tıkanıklığa neden, Üniversite, Belediye ve MTSO’nun kurumsal yapıları değil, doğrudan yönetici iradeler olmuştur. Dolayısıyla da bu dört saygın ve kent için yapısal önemdeki kurumun hiçbir zaman bir arada uyum içinde çalıştığını göremedik. Uzun zaman, iki dönem önceki Büyükşehir Belediye Başkanının ve Mersin Üniversitesi Rektörünün kente olan duyarsızlığını, faydasızlığını eleştirdim.  Belediye Başkanı değişti, Mersin Üniversitesi rektörü değişti, yeni bir Vali geldi. Tam beklentilerimize uygun, kent için  verimli bir işbirliği için şartlar oluşurken,  masa bu defa üç ayakla kaldı; dördüncü ayak MTSO ortada yoktu.! Hem bir üye olarak, hem de bir kent yazarı sıfatıyla yapıcı eleştirilerim, somut olgular üzerinden  içtenlikle ortaya koydum; MTSO’ yu eleştiren sayısız yazı yazdım. Sonunda ne oldu dersiniz? Şirketleri olan, MTSO ya 30 yıldır aidat ödeyen, birkaç kez vergi sıralamasında ilk 100 ün içine giren bir iş adamı ve kentle ilgili en çok köşe yazısı yazan ve kentin gelişmesi için kafa yoran bir kişi olarak MTSO tarafından ”yasaklı” oldum. MTSO’ dan hiçbir haber alamadım. MTSO’ nun da hiçbir etkinliğinde bulunmadım. Türkiye İnternet Gazetecileri Derneği Akdeniz ; K.K.T.C Bölge Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı olmamıa rağmen yok sayıldım. Yetmedi; kent turizmine en büyük zararı verdiğine inandığım MTSO Turizm Platformu (?) tarafından komik bir gerekçe ile mahkemeye verildim. Peki hangi gerekçeyle? Yıllarca Miami’de kalabalık bir şekilde Kurvaziyer fuarına katılan MTSO Turizm Platformunun 700 kişilik bir kurvaziyer turist  gemisi getireceği sözü vardı. Maalesef bu gemi yerine 700 mandafon sığırın bulunduğu bir gemi Mersin’e geldi. Ben de bunu yazdım. Mahkeme de, bu gemiyle ilgili haberin ve yazımın içeriğinin doğrulanması üzerine takipsizlik verdi. Ama yönetimin öfkesi dinmedi: Garip bir şekilde MTSO ile bir şekilde ticari bağlantısı olan yayın kuruluşları, aylarca hakkımda olumsuz yayınlar yaptılar. Gereksiz, anlamsız, kimseye yararı olmayan çirkin bir süreçti… *                     *                     * Zaman geçti, devir döndü ve hayat devam etti; sonuç olarak kente zarar veren birçok kişi artık bu kentin sahnesinde yoklar. Şimdi yeni bir dönem önümüzde. Yeni Valimizin geldiği günden beri kente ne kadar duyalı olduğunu ve çabalarını gözlemliyoruz. Yeni Büyükşehir Belediye Başkanımın da seçildiği günden beri gayretle çalıştığı ortada. Yeni Üniversite Rektörümüzün kısa bir süre önce göreve başladığında, henüz çalışmalarını bilmiyoruz. Önceden tanıdığımız kadarıyla ümitliyiz. Ayrıca yanında kenti tanıyan ve başarılı bir “Rektör Yardımcısı” var. Geliyorum asıl konumuza: Yeni MTSO Başkanımız da kısa süre önce göreve başladı. Bu kısacık süreçte MTSO’ nun çalışmalarındaki olumlu farklılıkları hissettik. Hep yıllarca koltuğa yapışan, yalnızca gelecek seçimi kazanmak için çalışan, kazanamayınca da yerine kendi gibi birini bırakan başkanları gördük, bunlarla mücadele ettik. Her zaman söylediğimiz gibi genç, dinamik, şaibesiz insanların olmasını diledik. Şimdi bu tarife uyan birinin MTSO’nun başında olduğunu düşünüyorum. Bir süre önce MTSO haberleri bana gelmeye başladı. Geçtiğimiz haftada ilk kez bir MTSO etkinliğine katıldım. Farklı, başarılı olumlulukları gözlemledim. Yeni Başkan konuşması, düşünceleri, alçakgönüllü, kibarlığı ile gelecek için hepimize  ümit verdi; sevinç duyduk. Bu ümit ve sevinç, elbette kişisel bir konu değil kente dönük kamusal bir duygudur. MTSO’nun yönetim iradesini liyakatli, dinamik, donanımlı ve hizmet heyecanıyla dolu görmek, kentin geleceği için  çok kıymetlidir.*                     *                     * Kentin dört temel dayanağı olan kurumsal yapılardaki bu gelişmeler, elbette aralarındaki işbirliğini de çok daha verimli kılacaktır. Bu bağlamda,  içindeki ekonomik ve politik rant peşindeki birkaç kişi yüzünden kente hiçbir katkısı olmayan, ama aslında  bir çok STK’nın birleşmesinden oluşan  önemli ve güçlü kuruluş Mersin Ekonomi Platformu da yeni başkanı ile bu dört oluşumun her birine katkıda bulunabilir. Sonuç olarak,  uzun yıllardır özlemle aradığımız kurumlar arası verimli işbirliği için ilk kez koşullar çok uygundur. Sonuçta kazanan Mersin olacaktır, kentte yaşayan hemşerilerimiz olacaktır; dolayısıyla ülkemiz kazanacaktır. Başta yeni göreve gelen MTSO yönetimi olmak üzere, bütün kurumsal yapılarımıza hizmetlerinde başarılar diliyorum.   HARUN ARSLAN……22 Eylül 2023