Birkaç gün önceki son yazım Mersin Limanı konusunda idi.
Şimdi Mersin Limanı Beyrut’ta yaşanan facia ile gündeme geldi; Devletimiz,Beyrut Limanındaki faciaya en üst düzeyde ilgi gösterdi, insanî yardım koridoru kuruldu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Beyrut’a gitti ve Beyrut Limanı bütünüyle hizmete hazırlanıncaya kadar Mersin Limanı’nın Lübnan ekonomisine yardım için tahsise açıldığını duyurdu.
Devletimizin son dönemdeki pro-aktif dış siyasetine ve sınırsız yardım politikasına uygun bir karardır bu…
Mersin’imiz açısından meseleye bakalım ve son yazımdaki analizi biraz daha derinleştirelim.
* * *
2015 yılında Mersin Limanı ile ilgili bir yazı yazmıştım.
1950’ li yıllarda Adana- Mersin rekabeti ortamında liman da gündeme gelmişti.
Adanalılar Seyhan nehrinin denize döküldüğü yerin genişletilerek limanın oraya yapılması fikrini ortaya atmıştı; fakat bu düşünce kabul görmedi ve Mersin Limanı yapıldı.
Yakın geçmişte, Adanalılar yıllar sonra bu konuyu tekrar gündeme getirdiler.
Adana Sanayi Odası, Mersin Limanı’nın Adana’nın ticari yükünü kaldıramayacağı, bu nedenle de Adana’ya yeni bir liman yapılması gerektiği fikrini ortaya attı.
Yine 2015 yılında Mersin Limanını incelemek için Tekirdağ’dan gelen Kaymakam, Belediye Başkanları, Meclis Üyeleri ve teknik elemanlardan oluşan bir heyete eşlik etmiş ve liman ile ilgili tüm birimleri birlikte dolaşarak bilgi almıştık ; ben de limanla ilgili o vakte kadar bilmediğim birçok bilgi edinmiştim.
Mersin limanının işleyişini ve yoğunluğunu her yıl artan rakamlarda görüyoruz.
Bundan dolayı limanın genişlemesi konusu önem kazanmıştı.
Bundan önceki Büyükşehir Belediyesi yönetiminde, limanın genişlemesi konusu gündeme geldi; Limanı işleten firma bu konuda Büyükşehir Belediyesi’ne müracaatta bulund: Belediye hiç bir bedel ödemeyecek ve Mersin daha büyük bir liman sahibi olacaktı.
Sonuç ne oldu dersiniz?
Teklif,Büyükşehir Belediye Meclisi’nde reddedildi!
Peki reddedilmeye yol açan çok önemli sebep neydi?
İki sebep ortaya kondu:
- Konteynerlerin kentin görünüşüne zarar verecektir.
- Kentin rüzgarını kesecektir.
Böylece bu çok önemli fırsat, vizyon yoksunu bir irade tarafından gülünç bir gerekçeyle reddedilmiş oldu.
Konteynerlerin kent ve ülke ekonomisi başta olmak üzere, işgücü ve sosyal hayatın gelişmesine büyük katkı anlamına geleceğini her nedense anlayamayan bir Büyükşehir Belediyesi!
Başka bir sebep (?), kamuoyu aklının eremeyeceği çok özel bir gerekçe(?) varmıydı? Zaman, bu sorumuza bir karşılık verecektir umarım.
Mersin Limanı’nın genişletilmesi meselesi her açıdan elzemdir; kent ve ülke gelişimi açısından sayısız faydası vardır.
Mesela, büyütülmüş bir Mersin Limanı şimdiki artan jeo-politik şartlarda çok daha parlak bir fonksiyona sahip olurdu.
Konuyu kısaca Sn. Vali’mizle de konuştum. Kendileri, mevcut kapasitesiyle de Mersin Limanı ve elbette Mersin’deki yönetim iradesiyle birlikte kentteki ileri lojistik düzey, Beyrut Limanındaki hizmet açığına yardımcı olma konusunda hazır olduğunu ifade ettiler.
Bu vesileyle, Mersin’deki sosyo-ekonomik tartışmalara, pozisyon alışlara; kişi, kurum ve kuruluşlardaki vizyon sorununa çağın gerekleri doğrultusunda daha dikkatle bakmakta yarar olduğu açığa çıkmıştır.
HARUN ARSLAN....09 Ağustos 2020