3 ay önce turizm konusunda Mersin’de Turizm Sorunu ve bir “İlk Adım” başlıklı köşe yazısı yazmıştım. Yazımın başlangıcı şöyleydi:
“Dünyada tarihi eserlere en fazla sahip olan bir bölgede, benzersiz doğal zenginlikleriyle, Akdeniz’in kıyısında bir inci olan Mersin en önce bir turizm merkezi olmalıydı.
Kentin turizm dinamikleri yıllarca turizm fuarlarını gezdiler, kurvaziyer fuarlarına Mersin’in bütün yöneticilerini götürdüler. Sonuçta ne bir turist kafilesi geldi kente ne de bir kurvaziyer gemi uğradı.
Kent yöneticilerini gelen turist sayısı ile yanılttılar. Bitişiğinizde, sizden daha az zenginliğe sahip bir kente 10 milyonun üzerinde turist geliyor; siz yalnızca 40 – 50 bin turistle yetiniyorsunuz.
Şimdi bu kötü tabloyu yaratanlar kent gündeminde yoklar; ama geride bıraktıkları kötü mirasla onları hep hatırlayacağız.
Bir başka kara delik: Turizm konusunda üzerine en büyük görev düşen kurumsal yapı, Mersin Üniversitesi Turizm Fakültesi … Yıllar içinde bu kente ne kattı; turizm sektörüne ivme kazandıracak ne yaptı ? Kocaman bir HİÇ!
Sık sık görüşmelerimde, turizm konusunda kendilerine eleştirilerimi belirtsem de onlar kentin turizmini gerileten kent dinamikleri ile birlikte hareket ettiler, kent turizminin bu durumda olmasından sorumlu oldular.
Geçmişteki bu anlaşılması zor ihmalleri not ederek, şimdiye gelelim:
Bugüne bakarsak, yeni Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Atasoy adeta ezberleri bozdu. Onu kısa zamanda turizmle ilgili birçok çalışmada gördük.
Geçtiğimiz haftalarda ise Mersin Üniversitesi Turizm Fakültesi ile Mersin Turizm Mezunları Derneği işbirliğinde, Mersin Turizm Fuarı’nın açılmasını sağladılar.
Yeni Mersin Üniversitesi Rektörü’müzün de konuyu sahiplenip desteklemesi önemlidir; Mersin turizm sektörünün geleceği açısından umut vericidir.
“Mersin Turizm Fuarı” çok başarılı oldu; Mersin’in tanıtımı açısından ileri bir adım atıldı.
Birçok kurum ve kuruluş tarafından stantlar açıldı; çeşitli etkinlikler düzenlendi ve kentten de büyük bir katılım oldu.
Bu fuarda ne kadar çok zenginliğimiz varmış, gördük; ve bu kentin turizmde nasıl geri bırakıldığını içimiz acıyarak düşündük…
Mersin turizmi yıllara dayalı kötü yönetim, ihmaller zinciri ve kişisel yetersizliklerle geri bırakıldı; akıl almaz bir savrukluk ve gerçek dışı bilgilerle yıllar harcandı…
Şimdi bu fuarla yeni bir başlangıç yapıldığını düşünüyorum.”
* * *
Bu “İlk Adım” benzetmemden sonra şimdi ikinci bir adımın atıldığını sevinerek gözlemledim.
Neydi bu ikinci adım?
Yeni Kültür ve Turizm Müdürü Hakan Doğanay…
Geçtiğimiz hafta kendisini ziyaret ettim. Konusuna hakim, kenti kısa zamanda özellikleriyle tanımış ve en önemlisi heyecanlı bir yönetici…
Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Atasoy’da gördüğüm heyecan ve gayreti Kültür ve Turizm Müdürümüz Hakan Doğanay’da hissettim.
Mersin turizmi üzerinde sohbet ettik, araştırıcı ve sorgulayıcı yapısı ve turizm konusundaki tecrübesi kentimiz adına değerlidir.
Birlikte güzel işler yapacaklarına inanıyorum.
Bu dönem de bir şans da hem Büyükşehir Belediye Başkanımızın hem de Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımızın turizm konusunda ilgi ve duyarlılığı.
Bugünden 2025 Mersin Turizm Fuarı’nın hazırlıklarına başlayan Dekanımız, yeni Müdürümüzle birlikte başarıyı arttıracaklardı.
Bu fuarın 2025’ te ulusal ve 2026 ‘da uluslararası olması planlanıyor.
Turizm Kenti, Sanayi Kenti, Tarım Kenti, Ticaret Kenti, Liman Kenti ve (Akdeniz Oyunlarından sonra da) Spor Kenti olarak anabileceğimiz Mersin,
hâlâ bu alanlarda sorunlar yaşıyor; ortalama bir farkındalık, sorumluluk ve çabayla turizm, sanayi, tarım, ticaret, liman ve spor başlıkları altındaki sıkıntılar aşılabilir.
Bu bağlamda asıl öncü sektörümüz olarak turizmi görüyorum. Doğal ve tarihsel zenginliğiyle bir turizm kenti olma konusunda objektif bütün kriterlere sahip Mersin’imiz, özellikle son zamanda ulaşım konusundaki ataklarıyla önemli bir virajı geride bırakmıştır. Kent dinamiklerinin devreye alınmasıyla çok daha etkin bir çalışma yapacağını düşündüğüm sektörel kurumlar açısından hiçbir sorun yoktur. Yeter ki Mersin olarak neye sahip olduğumuza ve bu imkânlarla neleri başaracağımıza önce kendimiz inanalım.
Ve özetle: Yukarıda söz ettiğim iki önemli adımla Mersin’in kaybettiği zamanı telafi edeceğini umut ediyorum. Politik aktörler başta olmak üzere, turizm konusuyla ilgili bütün sektörel kademenin sıkı işbirliğiyle, Mersin yıllardır hak edip de ulaşamadığı bir seviyeyi hızla yakalayabilir.
Yeni Kültür ve Turizm Müdürümüze hoş geldin diyor, başarılar diliyorum.
HARUN ARSLAN….10 Eylül 2024