Ermenek Baraj Gölü gezisinden iki hafta sonra, geçtiğimiz hafta sonu bir başka baraj gölünde, Halfeti’deydim.
Halfeti bunu önemli bir turizm hareketiyle değerlendirmiş. Tüm göl gezinti tekneleriyle dolu. Sahilde ise çok sayıda restoran faaliyette.
Yerli ve yabancı turist otobüsleri arka arkaya bölgeye geliyor.
Halfeti bunu başarı ile gerçekleştirmiş.
Ermenek ise daha yolun başında olmasına rağmen göl kenarında bir restoran ve bir kaç gezinti teknesi ile bu turizm hareketinde ilerleme sağlıyor.
Bu yakın zamanda meydana gelmiş iki baraj gölünden çok önce, bölgemizde bulunan bir baraj gölü var: Tarsus Baraj Gölü.
Çoğu Tarsuslunun da bilmediği eşsiz güzellikte bir göl. Özellikle Kayadibi köyüne giderseniz leylaklarla dolu bir tepeden gölün eşsiz manzarasını görürsünüz. Ayrıca bir ilginç olay da, bu tepede 35 milyon yıl yaşında dev deniz midyesi fosilleri bulabilirsiniz.
Maalesef her köşesi ayrı bir hazine değerindeki bölgemizde, Tarsus’un sahip olduğu onca zenginliğe ek olarak, baraj gölü de yıllarca ihmal edilmiş bir turizm zenginliği olarak kalacaktır.
Yine bölgemizde Torosların tepesinde 3 krater gölü var; tek başına bu göller bile bölgemiz için önemli bir turizm cazibesi olabilirdi.
Aslında ihmal ettiklerimiz ve değerlendiremediklerimiz saymakla bitmez.
2008 yılı dünya Saint Paul yılı ilan edilmişti. Tarsus bunu değerlendiremedi.
Yine dönemin Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın turizm sezonu açılışını kentimizde yapması önemli idi.
Dünyanın en fazla tarihi ve doğal zenginliklerine sahip bölgemiz maalesef ülkemizin turizm alanında en geri bölgesi bırakıldı.
Uzun yıllardır turizm konusu ile ilgileniyorum. Üniversitede lisans tezimi de turizm konusunda yazdım. Birçok makalem yerli ve yabancı basında yayımlandı.
Özellikle Anamur yöresi için İngilizce ve Almanca ilk turizm broşürlerini hazırladım.
10 yıldır yine Mersin turizmi konusunda yazıyorum, önerilerde bulunuyorum, eksikleri, yanlışları, bile bile yapılan hataları belirtiyorum.
Maalesef kentin turizm dinamikleri hiç bir öneriyi dikkate almayarak kendi keyiflerine göre yollarına devam ettiler. Uzak ülkelere yurtdışı gezilerle sözde turizm çalışması yaptılar.
Kent yöneticilerini yanlış rakamlarla yanılttılar. Gerçekte 20 bin gibi komik ve kabul edilemez turist sayısını, önceki Büyükşehir Belediye Başkanı’na 500 bin olarak belirterek onu yanılttılar. Büyükşehir Belediye Başkanı ise bu rakamı iki yıl içerisinde 2.5 milyona çıkaracağını vaat ederek başka bir hatayı ortaya koydu.
Maalesef yaptığım öneriler ve eleştiriler sonunda kentin turizm dinamikleri ve kentin ekonomisi ile ilgili oluşumlar tarafından büyük tepki ile karşılaştım.
Kente büyük ümitler verilen kurvaziyer turizminde, gelen bir kaç geminin de yolcularının kente getirilmediğini tespit edip eleştirdim, bunun kentimize yapılan büyük bir kötülük olduğunu yazdım.
Sonuçta hem yasal olarak bu kişilerle uğraşmak durumunda kaldım, ayrıca küçük menfaatler uğruna bu kişilerin savunuculuğunu yapan hatta daha da ileri giderek bunu bir saldırı ve şantaj aracı olarak kullanan bir takım basınla da uğraşmak durumunda kaldım.
Sonuçta bu bir kaç kent dinamiği ve bunların menfaatçisi bir avuç kişi bu kentin tüm geleceği ile oynadılar. Birçok konuda olduğu gibi turizmde de bilerek kentin önünü tıkadılar.
Bir kısmı artık bu kentin önünden çekildi. Şimdi bu kentin tarihinde hep utandırıcı olumsuzluklarla anılacaktır, tabii onların hala ortada olan uzantıları da…
Boşa geçirilen bunca yıldan sonra artık yeniden bir turizm çalışmasına başlamak gerekir.
HARUN ARSLAN......18 Ekim 2019