Hilal Dokuzcan

Sorumluluk, tedirginlik, yorgunluk, uykusuzluk…
Bir gazetecinin gazeteci olmaya karar vermezden önce göze alması gereken şeyler bunlar.
Başka türlüsü de olamaz zaten.
İyi , güzel de…
Gazeteciliğin bazı güzel tarafları da var tabii.
Örneğin kimselerin yanına sokulamadığı kişilerle yan yana, karşı karşıya olabiliyorsun. Başbakanla, bakanlarla, milletvekilleriyle, liderlerle, ünlülerle…
Hilal Dokuzcan’la böyle tanıştım ben de.
Aynı salonda, onlarca il kadın kolları başkanlarıyla aynı havayı soluduk. Aynı otobüste yan yana oturduk koltukta.
Hilal Dokuzcan, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı.
Partisinin bir neferi kendi deyişiyle.
1995’te katılmış partiye. O gün bügündür partili. Saçını süpürge etmiş. Adım adım tırmanmış bu zirveye.
 
1964 , Ankara doğumlu. Yüksek elektrik mühendisi. Yerel yönetimler ve kent planlama okumuş. Halkla ilişkiler ve siyaset okullarını bitirmiş. Şair, okumayı, sporu, fotograf çekmeyi, gezmeyi seviyor.
Oldukça mütevazi.
Bunları kendisi anlatmıyor sorulmadıkça.
Her şeyden önemlisi insanları, onları dinlemeyi, onlarla dertleşmeyi seviyor Dokuzcan.
“ Hep birlikte güzel olanı sevgiyle yakalayacağız, diyor. İnsan odaklı siyaset,diyor.Yol açık, sol açık, diyor Hilal Dokuzcan.” Gelecek ellerimizde” diyor.
Dediklerine gönülden inanıyor üstelik.
Çalışkan, kararlı.
Öyle olmasaydı kadın kolları genel başkanı olabilir miydi hiç.
Değil mi ama.
Ama ben onun başka bir yönünü anlatmak için kalemi elime almıştım:
Dokuzcan sevecen. Dokuzcan bilgili, kültürlü. Dokuzcan’ın dili bal, yüreği yufka. Dokuzcan bir insan.
Dokuzcan bir anne.
Dokuzcan Eylül’ün annesi. Aslında herkesin annesi ablası o.
Benim de..
Rahmetli annemin sıcaklığını, şefkatini gördüm ben onda.
Şimdi, kim bilir hangi yollarda nerelere gidiyordur. Kim bilir hangi meclislerde kimlerle dertleşiyordur.Kimlere ışık şaçıyordur kim bilir.
Özledim doğrusu...
Ellerinden gözlerinden öperim Hilal Dokuzcan
Yolun aydınlık, bahtın açık olsun hep.