Mustafa Esmer Cengiz
Köşe Yazarı
Mustafa Esmer Cengiz
.
 

YAZMALIYIM!

Bazen  iş başa düşer; bugünlerde olduğu gibi. İktidarı ellerinde bulunduranlar gaflet ve delalet içinde bulunabilirler; bugünlerde olduğu gibi…İşte o zaman tiyatrocu tiyatroculuğunu; siyasetçi siyasetini; gazeteci gazeteciliğini; yazar yazarlığını konuşturmak zorundadır. Bu bir zorunlulukturdur çünkü.Görüp de görmezlikten gelmek; duyup da duymazlıktan gelmek suçların en ağırıdır; tarih bağışlamaz aymazları.Uyanık olmak, yürekli olmak; günün sorumluğunu üstlenmek; geleceği düşünmek insan olmanın gereği zaten.İyi  güzel de,işler sanıldığı gibi değil ne yazık ki! Her şey olağanüstü. Her şey tersine tersine. İnsanın üstüne üstüne geliyor karanlık.Asarım keserimli, vururum kırarımlı bir atmosfer içindeyiz. Kim kime, dum duma. Kalan sağlar bizimdir!Şimdi ben aklımı başıma alsam; göze alsam olacakları ve kaleme sarılsam… İşe nereden başlayacağımı bir bilebilsem!İşsizliği mi, anlatsam; açlığımı? Ne idiğü belirsiz eğitim kargaşasını mı,Her geçen gün derinleşen ekonomiyi mi; içinden çıkılmaz duruma getirilen borçlarımızı mı; kadrolaşmayı mı, hukuksuzluğu mu; emperyalizmin kuyruğuna takılmış iktidarın içine düştüğü bataklığı mı? Hangisini!Sabahtan akşama gündemin değiştiği bugünlerde akıl tutulmasına yakalanmamak olası değil!Ulus olarak akıllarımız karman çorman; duygularımız allak bullak.Ertesi gün için , akşamdan hazırladığın yazı,sabahı güncelliğini yitirir oldu.Gecenin bir yarısı, bu da nereden çıktı şimdi, dedirten yasalar çıkıveriyor  karşımıza uyanır uyanmaz.Mutlaka yazılmalı.Öncekiler de mutlaka yazılmalıydı ama…Yazacaksın da ne olacak sanki, diyor içimizdeki bir ses. Dinleyen mi var! .İt ürür, kervan yürür; dediğim dedik; çaldığım düdük…Komutanları kafeslenmiş bir orduyu Suriye’ye itelemeye kalkıyor bir el; yeni anayasa yıl sonuna kadar mutlaka çıkarılmalı buyuruyor. İstersen yapma! Emir demiri keser; adamı deliğe süpürüverirler sonra!Ne yaparsan yap; ister al ister sat;asacaksan as,keseceksen kes; borçlanacaksan borçlan; ama yap! Sırada ağzımızın içine bakan  o kadar  adam var ki! Satın alınmış gazeteciler, televizyoncular; sözüm ona bilim adamları; eli işte gözü oynaşta işadamları…Yalan dolan.Zaman,çığırından çıkmış; tangır tungur.İyi ki tatile girdi meclis; umarım olağanüstü toplanmaz.Biliyorum, yazmalıyım. Ağır bir sorumluluk bu.Yazmazsam olmaz.Nasılsa içersi günlük güneşlik. Kızarmış tavuk, şehriye çorbası, vezirparmağı… Dışarıda kavga gürültü; olağanlaşan cinayet haberleri, cinnet haberleri….Tamam; kesin kararımı verdim,yazacağım.Ama neyi, hangisini?
Ekleme Tarihi: 09 Temmuz 2012 - Pazartesi

YAZMALIYIM!

Bazen  iş başa düşer; bugünlerde olduğu gibi. İktidarı ellerinde bulunduranlar gaflet ve delalet içinde bulunabilirler; bugünlerde olduğu gibi…
İşte o zaman tiyatrocu tiyatroculuğunu; siyasetçi siyasetini; gazeteci gazeteciliğini; yazar yazarlığını konuşturmak zorundadır. Bu bir zorunlulukturdur çünkü.
Görüp de görmezlikten gelmek; duyup da duymazlıktan gelmek suçların en ağırıdır; tarih bağışlamaz aymazları.
Uyanık olmak, yürekli olmak; günün sorumluğunu üstlenmek; geleceği düşünmek insan olmanın gereği zaten.
İyi  güzel de,işler sanıldığı gibi değil ne yazık ki! Her şey olağanüstü. Her şey tersine tersine. İnsanın üstüne üstüne geliyor karanlık.
Asarım keserimli, vururum kırarımlı bir atmosfer içindeyiz. Kim kime, dum duma. Kalan sağlar bizimdir!
Şimdi ben aklımı başıma alsam; göze alsam olacakları ve kaleme sarılsam…
İşe nereden başlayacağımı bir bilebilsem!
İşsizliği mi, anlatsam; açlığımı? Ne idiğü belirsiz eğitim kargaşasını mı,Her geçen gün derinleşen ekonomiyi mi; içinden çıkılmaz duruma getirilen borçlarımızı mı; kadrolaşmayı mı, hukuksuzluğu mu; emperyalizmin kuyruğuna takılmış iktidarın içine düştüğü bataklığı mı? Hangisini!
Sabahtan akşama gündemin değiştiği bugünlerde akıl tutulmasına yakalanmamak olası değil!
Ulus olarak akıllarımız karman çorman; duygularımız allak bullak.
Ertesi gün için , akşamdan hazırladığın yazı,sabahı güncelliğini yitirir oldu.
Gecenin bir yarısı, bu da nereden çıktı şimdi, dedirten yasalar çıkıveriyor  karşımıza uyanır uyanmaz.
Mutlaka yazılmalı.
Öncekiler de mutlaka yazılmalıydı ama…
Yazacaksın da ne olacak sanki, diyor içimizdeki bir ses. Dinleyen mi var!
.İt ürür, kervan yürür; dediğim dedik; çaldığım düdük…
Komutanları kafeslenmiş bir orduyu Suriye’ye itelemeye kalkıyor bir el; yeni anayasa yıl sonuna kadar mutlaka çıkarılmalı buyuruyor. İstersen yapma! Emir demiri keser; adamı deliğe süpürüverirler sonra!
Ne yaparsan yap; ister al ister sat;asacaksan as,keseceksen kes; borçlanacaksan borçlan; ama yap! Sırada ağzımızın içine bakan  o kadar  adam var ki! Satın alınmış gazeteciler, televizyoncular; sözüm ona bilim adamları; eli işte gözü oynaşta işadamları…
Yalan dolan.
Zaman,çığırından çıkmış; tangır tungur.
İyi ki tatile girdi meclis; umarım olağanüstü toplanmaz.
Biliyorum, yazmalıyım. Ağır bir sorumluluk bu.Yazmazsam olmaz.
Nasılsa içersi günlük güneşlik. Kızarmış tavuk, şehriye çorbası, vezirparmağı…
Dışarıda kavga gürültü; olağanlaşan cinayet haberleri, cinnet haberleri….
Tamam; kesin kararımı verdim,yazacağım.
Ama neyi, hangisini?
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.