Tarih notunu düştü

Tarih , 5 Ağustos.
Beklenen gün, beklendiği gibi oldu.
Kurgu gereği eli  kalem tutan, ağzı laf yapan, bilinçli, gerçek vatansever ve ulussever kahramanların pek çoğu ömür boyu hapse mahkum oldu.
Dünyanın ve Türk tarihinin en adaletsiz yargısı son sözünü söyleyip köşesine çekildi.
Silivri’ye alınmayan halk bu kararı içine sindiremedi ve sokaklara dökülerek tepkisini göstermek istedi.
Ve yine beklendiği gibi devletle karşı karşıya geldi.
Demek ki devlet , halkıyla barışık değil.
İşin kötüsü de bu zaten.
Bizim bildiğimiz devlet ABD’nin ve para babalarının uşağı değil; halkın hizmetkarıdır.
Aksi taktirde bırakın ileri demokrasiyi,normal bir demokrasiden bile söz edilemez.
Vatandaşın anayasal vatandaşlık haklarını hiçe sayarak, onları korkutarak, sindirerek, coplayarak, gözaltına alarak, içeri tıkarak varlığını sürdürmeyi amaçlayan bir devlet devlet midir.
Peki nereye kadar?
En güçlü diktatörlerin günü saati geldiğinde nasıl yerle bir olduklarını, yerlerinde yeller estiğini tarih yazıyor.
Ergenekon denilen bu kurmacayı da, bunu uygulamaya sokanları da yazacak tarih. Bundan kimsenin şu kadarcık kuşkusu olmasın.
Gün gelecek yapılanların hesabı da sorulacak elbette.
Geriye sayım başlamıştır.
İki kat ağırlaştırılmış müebbet, ağırlaştırılmış müebbet, müebbet, müebbet artı bilmem kaç yıl, kaç gün hapis…
Daha suçlarının ne olduğunu bile öğrenemeyen bu insanların aileleri, yakınları, eşleri dostları reva görülen bu haksız cezaları içlerine sindirebilecekler mi sanıyorsunuz.
Aklınıza şaşarım.
Aldığınız duyumlar doğru:
Şu tencere tava meselesi.
Ne kadar ayyaş ve de çapulcu varsa ikiye üçe katlanarak sokaklara dökülecek yine. Eli kulağında.
Bu tiyatro burada bitmedi; daha ikinci, üçüncü perdesi duruyor. Oynanacak.
Ve yüzde bir milyon eminim ki ABD’nin ve iktidarın yazdığı gibi bitmeyecek.
Nasıl biteceğine, nasıl bitmesi gerektiğine vatandaşın vicdanı karar verecek.
Sabrın sonu aydınlık olacak.
Ergenekon, kuyruklu bir yalan.
Silivri, ihanet.
Tarihin düştüğü not bu.