Çanakkale, bilinen tarihin en kanlı savaşlarından biridir.
Dünyanın pek çok yerinden pek çok gencecik insan vurulup düşmüştür bu topraklara.. Kan gövdeyi götürmüş, sel olup akmıştır dereler gibi. Savaşın yapıldığı bölge cesetlerle doludur.
Bu savaşın en masum tarafı biziz.Emperyalist güçler bizim topraklarımızı elimizden almaya gelmişler, biz de vatanımızı savunmuşuz haklı olarak.
Karşı taraf haksızdır.
İmparatorluğun ne kadar zayıfladığını fark etmiş,çaresizliğini görmüş ve onu ortadan kaldırmaya kalkışmıştır.
Amaç: Anadolu’nun denizlerine, boğazlarına, topraklarına, yer altı ve yer üstü zenginliklerine sahip olmak.
Düşman güçlüdür o zamanlar.Gerek asker sayısı, gerekse silah ve araç gereç bakımından kat ve kat fazladır .Kolayca yutulur bir lokmayız onlara göre.
Anlaşırlar, birleşirler ve işgal ederler yurdumuzu dört koldan.
Sonuç, hiç de beklendiği gibi olmaz.
Yenilirler ve geldikleri gibi gitmek zorunda kalırlar. Üstelik binlerce dolar zarara uğrayarak ve de telef olmuş bir biçimde.
Bizden, bizim çocuklarımızdan köşe bucak saklanmaya çalışılan bu zaferi yerli- yabancı tarihçiler gün be gün yazmıştır da.
Atatürk, bu savaşın dünyaca taktir edilen bir kahramanıdır.
Savaş sanatını çok iyi bilen bu zeki adam, savaş sonrası savaş alanını dolaşırken yanındakilere şu düşüncelerini aktarır:
Yurt savunması söz konusu olmadıkça savaş bir cinayettir.
Evet, savaş bir cinayettir.
Şimdi içinde bulunduğumuz durum nedir peki?
Başta ABD olmak üzere gözü Ortadoğu’nun petrolünde, doğal gazında ve diğer zenginliklerinde olan gözü dönmüş emperyalist güçler sırf çıkarları için Çölü yangın yerine çevirmeye kalkışıyorlar.
Neymiş?Suriye zehirli gaz kullanarak kendi insanlarını öldürmüşmüş!
Kanıt var mı? Yok. Üstelik bütün veriler gazın savaş bahanesi yaratmak için karşı tarafın yaptığını işaret ediyor. Akıl ve mantık da aynı şeyi söylüyor.
Yakın zamanlarda benzeri bahanelerle kirli savaşlar yapıldığını herkes biliyor. İşte Irak olayı.
Bize barbar diyen Batı barbarlığın alasını yapıyor.
Cebren ve hile ile başkalarının zenginliklerini onların ellerinden almaya kalkışıyor.
Tarihten ders almadıkları görülüyor.
Bu işin sanıldığı kadar kolay olmayacağını görmüyor, göremiyor.
Suriye kolay lokma değil; adamın boğazına düğümlenir!
Öyle olası bir savaş durumunda savaşı isteyenler kadar, görünen o ki daha fazla ülke savaşı haksız buluyor ve hayır diyor.
Böyle bir durumda Rusya’yı, İran’ı, Çin’i görmezden gelebilir misiniz?
“O kadar uzun boylu değil, dur bakalım “diyeceklerdir mutlaka. Elleri kolları bağlı izleyecek değiller ya!
Ve 3. Dünya Savaşı.
Onlarca ülke yüzlerce yıl gerilere…
Milyonlarca para çöpe.
Milyonlarca can mezara.
Bu çağda bu insanlık dışılık niye!
Niye bu gözü dönmüşlük!
Atatürk yurtta barış, dünyada barış demiyor muydu? Diyordu.
Bizim Başbakanımız ve de Dış işleri bakanımız ne diyor? Savaş, diyor; ölüm, diyor, kan, diyor…
Osmanlıçılık damarları kabarmış, bilinçsizce kükreyip debeleniyorlar ortalıkta.
Eski dost yeni düşman Esat, halkına zulmediyormuş; demokrasi yokmuşmuş Suriye’de!
Senin ülkende var mı demokrasi!
En doğal anayasal haklarını kullanarak sokağa dökülen gençlerin başına getirdiklerinizi bütün dünya canlı yayınlarda izlemedi mi!
Gerçekleri yazan gazetecilerin , yazarların nerdeyse tamamı zindanlara tıkılmadı mı!
Bir Ergenakon masalıyla ordumuz generalsiz bırakılmadı mı!
Hangi demokrasi!
Terörden ödü kopan sen değil misin; TC’den gocunan sen değil misin!
Sıfır sorun diyerek gelen ve itibarı sıfırlaşan biz değimliyiz . Dünyaya rezil rüsvan olan, alay konusu olan biz değil miyiz.
Sıcak paranın soğumasıyla ekonomisi kapının eşiğinde olan, borsası çöken, parasının değeri düştükçe düşen biz değil miyiz.
İşsiz olan, açlıktan ağzı kokan kim? Biz.
Savaşa hazırmışız!
Allah Allah!
Halka karşı ne savaşı bu?
İnsanda birazcık sağduyu olur, öngörü olur.
Olası bir yenilgi sonrası uzaklardan gelenler memleketlerine döndüklerinde ne olacak peki!
Suriye ile nerdeyse dokuz yüz kilometrelik sınır komşusuyuz biz. Bir birimizin yüzüne nasıl bakacağız sonra. Hiç utanmayacak mıyız yaptıklarımızdan.
Hadi ABD’nin savaş masraflarını Arap Şeyhleri karşılayacak; bizim bugüne kadar verdiklerimiz ne olacak?
Kısaca, şu kadarcık aklı olan savaşa “ evet “demez, diyemez.
Uyanalım artık!
Kımıldadıkça bizi yutacak olan bu bataklıktan uzak duralım.
Savaş
Çanakkale, bilinen tarihin en kanlı savaşlarından biridir. Dünyanın pek çok yerinden pek çok gencecik insan vurulup düşmüştür bu topraklara.. Kan gövdeyi götürmüş, sel olup akmıştır dereler gibi. Savaşın yapıldığı bölge cesetlerle doludur. Bu savaşın en masum tarafı biziz.Emperyalist güçler bizim topraklarımızı elimizden almaya gelmişler, biz de vatanımızı savunmuşuz haklı olarak. Karşı taraf haksızdır. İmparatorluğun ne kadar zayıfladığını fark etmiş,çaresizliğini görmüş ve onu ortadan kaldırmaya kalkışmıştır. Amaç: Anadolu’nun denizlerine, boğazlarına, topraklarına, yer altı ve yer üstü zenginliklerine sahip olmak. Düşman güçlüdür o zamanlar.Gerek asker sayısı, gerekse silah ve araç gereç bakımından kat ve kat fazladır .Kolayca yutulur bir lokmayız onlara göre. Anlaşırlar, birleşirler ve işgal ederler yurdumuzu dört koldan. Sonuç, hiç de beklendiği gibi olmaz. Yenilirler ve geldikleri gibi gitmek zorunda kalırlar. Üstelik binlerce dolar zarara uğrayarak ve de telef olmuş bir biçimde. Bizden, bizim çocuklarımızdan köşe bucak saklanmaya çalışılan bu zaferi yerli- yabancı tarihçiler gün be gün yazmıştır da. Atatürk, bu savaşın dünyaca taktir edilen bir kahramanıdır. Savaş sanatını çok iyi bilen bu zeki adam, savaş sonrası savaş alanını dolaşırken yanındakilere şu düşüncelerini aktarır: Yurt savunması söz konusu olmadıkça savaş bir cinayettir. Evet, savaş bir cinayettir. Şimdi içinde bulunduğumuz durum nedir peki? Başta ABD olmak üzere gözü Ortadoğu’nun petrolünde, doğal gazında ve diğer zenginliklerinde olan gözü dönmüş emperyalist güçler sırf çıkarları için Çölü yangın yerine çevirmeye kalkışıyorlar. Neymiş?Suriye zehirli gaz kullanarak kendi insanlarını öldürmüşmüş! Kanıt var mı? Yok. Üstelik bütün veriler gazın savaş bahanesi yaratmak için karşı tarafın yaptığını işaret ediyor. Akıl ve mantık da aynı şeyi söylüyor. Yakın zamanlarda benzeri bahanelerle kirli savaşlar yapıldığını herkes biliyor. İşte Irak olayı. Bize barbar diyen Batı barbarlığın alasını yapıyor. Cebren ve hile ile başkalarının zenginliklerini onların ellerinden almaya kalkışıyor. Tarihten ders almadıkları görülüyor. Bu işin sanıldığı kadar kolay olmayacağını görmüyor, göremiyor. Suriye kolay lokma değil; adamın boğazına düğümlenir! Öyle olası bir savaş durumunda savaşı isteyenler kadar, görünen o ki daha fazla ülke savaşı haksız buluyor ve hayır diyor. Böyle bir durumda Rusya’yı, İran’ı, Çin’i görmezden gelebilir misiniz? “O kadar uzun boylu değil, dur bakalım “diyeceklerdir mutlaka. Elleri kolları bağlı izleyecek değiller ya! Ve 3. Dünya Savaşı. Onlarca ülke yüzlerce yıl gerilere… Milyonlarca para çöpe. Milyonlarca can mezara. Bu çağda bu insanlık dışılık niye! Niye bu gözü dönmüşlük! Atatürk yurtta barış, dünyada barış demiyor muydu? Diyordu. Bizim Başbakanımız ve de Dış işleri bakanımız ne diyor? Savaş, diyor; ölüm, diyor, kan, diyor… Osmanlıçılık damarları kabarmış, bilinçsizce kükreyip debeleniyorlar ortalıkta. Eski dost yeni düşman Esat, halkına zulmediyormuş; demokrasi yokmuşmuş Suriye’de! Senin ülkende var mı demokrasi! En doğal anayasal haklarını kullanarak sokağa dökülen gençlerin başına getirdiklerinizi bütün dünya canlı yayınlarda izlemedi mi! Gerçekleri yazan gazetecilerin , yazarların nerdeyse tamamı zindanlara tıkılmadı mı! Bir Ergenakon masalıyla ordumuz generalsiz bırakılmadı mı! Hangi demokrasi! Terörden ödü kopan sen değil misin; TC’den gocunan sen değil misin! Sıfır sorun diyerek gelen ve itibarı sıfırlaşan biz değimliyiz . Dünyaya rezil rüsvan olan, alay konusu olan biz değil miyiz. Sıcak paranın soğumasıyla ekonomisi kapının eşiğinde olan, borsası çöken, parasının değeri düştükçe düşen biz değil miyiz. İşsiz olan, açlıktan ağzı kokan kim? Biz. Savaşa hazırmışız! Allah Allah! Halka karşı ne savaşı bu? İnsanda birazcık sağduyu olur, öngörü olur. Olası bir yenilgi sonrası uzaklardan gelenler memleketlerine döndüklerinde ne olacak peki! Suriye ile nerdeyse dokuz yüz kilometrelik sınır komşusuyuz biz. Bir birimizin yüzüne nasıl bakacağız sonra. Hiç utanmayacak mıyız yaptıklarımızdan. Hadi ABD’nin savaş masraflarını Arap Şeyhleri karşılayacak; bizim bugüne kadar verdiklerimiz ne olacak? Kısaca, şu kadarcık aklı olan savaşa “ evet “demez, diyemez. Uyanalım artık! Kımıldadıkça bizi yutacak olan bu bataklıktan uzak duralım.
Ekleme
Tarihi: 09 Eylül 2013 - Pazartesi
Savaş
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.