Zam üstüne zam.
Tutmadı.
Üstelik daha da arttı tüketim.
Kim ne derse desin içmeyi seviyor bu millet.
Akşamları iş çıkışı meyhanede, cumartesi Pazar balkonda, deniz kenarında üç beş arkadaş bir iki kadeh parlatmayı seviyor işte.
Dertleşiyor, türküler şarkılar söylüyor ,ağlıyor, gülüyor, küfrediyor…Rahatlıyor.
Kime ne zararı var kendinden başka.
Bu çabulcuların ataları da ayyaştı bildiğiniz gibi.
Akşamları toplanır, rakı sofralarında alırlardı taarruz kararlarını, devrim kararlarını. Yaparlardı da…
Bütün dünyaya meydan okudu adamlar; parmak ısırttırdı.
Bugün rahatsak, özgürsek, okur- yazarsak onların sayesinde.
Bugün onun bunun kulu kölesi değilsek,anamız babamız belliyse onların sayesinde.
Yalan mı?
Peki, kime ne zararı olmuş bu adamların.
Ama olmaz; şeriata ters düşer. Ayran varken, buzlu limonata ya da şerbet dururken rakıya sarılmak, biraya sarılmak affedilir gibi değil!
İçen de,içene göz yuman da boyunca günaha girer sonra. Cayır cayır yanar cehennem ateşlerinde.
O zaman başka çareler aranmalıydı, bir yolu bulunmalıydı bunun,
Kurnazca bir formül bulundu bulundu sonunda.
Allah kuluna akıl fikir vermiş.
“ şu,şu,şu saatler arasında şöyle,şöyle, şöyle…”
Madde madde sıralandı yasaklar.
Uymayanlar böyle,böyle içtiğine içeceğine pişman edilecek. Satanlar da.
Yol boyuna sıralanmış büfecilerin keyfi kaçtı; saat on dedi mi kepenkler aşağı.
Peki ama bizim bu iş için yatırdığımız paralar ne olacak deme hakları yok. Git, derdini Makro Paşaya anlat ya da taşlara vur başını.
Bakalım nereye kadar gidecek bu işin sonu.
Sözüm ona kapalı yerlerde sigara içmek de yasaklanmıştı bir zamanlar. Acaba sigara içilmeyen kapalı bir yer var mı dersiniz.
Çapulcular buna da akıllıca bir çözüm bulacaktır eninde sonunda.
4. Murat bile baş edememiş bu ayyaşlarla.
Bilmem hikayeyi bilir misiniz?
İspiyoncunun biri, birinin yasaklara uymadığını haber verir saraya. 4. Murat tebdili kıyafet olay yerine gider. Anlatılanlar doğrudur. Tiryaki evinin bahçesine bir çukur açmış, girmiş içine, keyifle çubuğunu tüttürüyor. Çelallenen Murat’a “ Ama efendim,der, siz İmparatorluğun toprakları üstünde, diyordunuz; ben toprağın altında içiyorum.”
Ne haber!
İktidar, oylarının pek çok kesimde eridiğini gördükçe ne yapacağını bilmiyor. Muhafazakar dinci kesimin oylarını koruyabilmek için hırçınlaştıkça hırçınlaşıyor.
Bu işlerin yasaklarla olmayacağını bilmiyor.
Sadece şunu biliyor gibi geldi bana:
Son kozları bu; başkaca çareleri yok.
Hadi hayırlısı!
Hadi hayırlısı
Zam üstüne zam. Tutmadı. Üstelik daha da arttı tüketim. Kim ne derse desin içmeyi seviyor bu millet. Akşamları iş çıkışı meyhanede, cumartesi Pazar balkonda, deniz kenarında üç beş arkadaş bir iki kadeh parlatmayı seviyor işte. Dertleşiyor, türküler şarkılar söylüyor ,ağlıyor, gülüyor, küfrediyor…Rahatlıyor. Kime ne zararı var kendinden başka. Bu çabulcuların ataları da ayyaştı bildiğiniz gibi. Akşamları toplanır, rakı sofralarında alırlardı taarruz kararlarını, devrim kararlarını. Yaparlardı da… Bütün dünyaya meydan okudu adamlar; parmak ısırttırdı. Bugün rahatsak, özgürsek, okur- yazarsak onların sayesinde. Bugün onun bunun kulu kölesi değilsek,anamız babamız belliyse onların sayesinde. Yalan mı? Peki, kime ne zararı olmuş bu adamların. Ama olmaz; şeriata ters düşer. Ayran varken, buzlu limonata ya da şerbet dururken rakıya sarılmak, biraya sarılmak affedilir gibi değil! İçen de,içene göz yuman da boyunca günaha girer sonra. Cayır cayır yanar cehennem ateşlerinde. O zaman başka çareler aranmalıydı, bir yolu bulunmalıydı bunun, Kurnazca bir formül bulundu bulundu sonunda. Allah kuluna akıl fikir vermiş. “ şu,şu,şu saatler arasında şöyle,şöyle, şöyle…” Madde madde sıralandı yasaklar. Uymayanlar böyle,böyle içtiğine içeceğine pişman edilecek. Satanlar da. Yol boyuna sıralanmış büfecilerin keyfi kaçtı; saat on dedi mi kepenkler aşağı. Peki ama bizim bu iş için yatırdığımız paralar ne olacak deme hakları yok. Git, derdini Makro Paşaya anlat ya da taşlara vur başını. Bakalım nereye kadar gidecek bu işin sonu. Sözüm ona kapalı yerlerde sigara içmek de yasaklanmıştı bir zamanlar. Acaba sigara içilmeyen kapalı bir yer var mı dersiniz. Çapulcular buna da akıllıca bir çözüm bulacaktır eninde sonunda. 4. Murat bile baş edememiş bu ayyaşlarla. Bilmem hikayeyi bilir misiniz? İspiyoncunun biri, birinin yasaklara uymadığını haber verir saraya. 4. Murat tebdili kıyafet olay yerine gider. Anlatılanlar doğrudur. Tiryaki evinin bahçesine bir çukur açmış, girmiş içine, keyifle çubuğunu tüttürüyor. Çelallenen Murat’a “ Ama efendim,der, siz İmparatorluğun toprakları üstünde, diyordunuz; ben toprağın altında içiyorum.” Ne haber! İktidar, oylarının pek çok kesimde eridiğini gördükçe ne yapacağını bilmiyor. Muhafazakar dinci kesimin oylarını koruyabilmek için hırçınlaştıkça hırçınlaşıyor. Bu işlerin yasaklarla olmayacağını bilmiyor. Sadece şunu biliyor gibi geldi bana: Son kozları bu; başkaca çareleri yok. Hadi hayırlısı!
Ekleme
Tarihi: 19 Eylül 2013 - Perşembe
Hadi hayırlısı
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.