Mustafa Esmer Cengiz
Köşe Yazarı
Mustafa Esmer Cengiz
.
 

Garip bir gece

Hani, gün olur, ayaklarınız bedeninizi taşımakta zorlanır, iflas etmese de isyan eder gibi olur ya. Aynen öyle oldu o sabah. Yataktan doğrulamadım. Yağmur yağsın istedim. Çok, ama çok yağmur yağsın, sokakları, caddeleri sel alsın götürsün istedim.Götürsün de evden dışarı çıkamayayım; yollara düşmeyeyim sabahın alacasında.Akşama kadar yatayım o gün. Uyumasam da çıkmayayım sıcacık yatağımdan dışarı.Perdeyi aralayıp baktım.Nerdeeee.Güneş nerdeyse tepedeydi .Hadi, hadi, geç kaldın yine, der gibiydi.O günkü program her zamanki gibi yoğundu yine.Koştur, koştur, koştur…Son kareleri de alıp gazetenin yolunu tuttum.Hava kararmıştı.SonraHer zamanki mekana attım kendimi. Her zamanki garson sokuldu masama. Her zamanki gibi mi, diye sordu.Yok, dedim; bana bir otuz beşlik ver bu akşam.Şaşırdı, olur, dedi.Karşımda her zamanki genç udi. Dilinde çalındıkça eskimeyen eski ezgiler, şarkılar.Akıp gitmişim çocukluğuma, ilk gençlik yıllarıma.Karşı masaların birinde birbirinden güzel iki genç kız.Biri hafiften gülümser gibi oldu; gülümsedim ben de.Gazeteci olduğumu öğrenmişler bu ara. Sordular, doğruladım. Kartımı verdim kendilerine. Hani ne olur ne olmaz.Eve nasıl gittim o gece, neyle gittim, kim götürdü bilmiyorum.Telefona uyandım.Alo!Akşamki kızlardan biri.Yalnızım, demişim ona; şefkate ihtiyacım var falan.Özür diledi.Çok istemişmiş ama…Ama?Bu gece buluşabilirmişiz istersem.Anlaştık. Aynı mekanda, aynı saatlerde.Telefonu kapattım, perdeyi araladım.Yağmur yağmıyordu.Ne kadar sevindiğimi anlatamam.Garip bir geceydi vesselam.
Ekleme Tarihi: 14 Kasım 2013 - Perşembe

Garip bir gece

Hani, gün olur, ayaklarınız bedeninizi taşımakta zorlanır, iflas etmese de isyan eder gibi olur ya. Aynen öyle oldu o sabah. Yataktan doğrulamadım. Yağmur yağsın istedim. Çok, ama çok yağmur yağsın, sokakları, caddeleri sel alsın götürsün istedim.Götürsün de evden dışarı çıkamayayım; yollara düşmeyeyim sabahın alacasında.Akşama kadar yatayım o gün. Uyumasam da çıkmayayım sıcacık yatağımdan dışarı.

Perdeyi aralayıp baktım.

Nerdeeee.

Güneş nerdeyse tepedeydi .Hadi, hadi, geç kaldın yine, der gibiydi.

O günkü program her zamanki gibi yoğundu yine.

Koştur, koştur, koştur…

Son kareleri de alıp gazetenin yolunu tuttum.

Hava kararmıştı.Sonra

Her zamanki mekana attım kendimi. Her zamanki garson sokuldu masama. Her zamanki gibi mi, diye sordu.

Yok, dedim; bana bir otuz beşlik ver bu akşam.

Şaşırdı, olur, dedi.

Karşımda her zamanki genç udi. Dilinde çalındıkça eskimeyen eski ezgiler, şarkılar.

Akıp gitmişim çocukluğuma, ilk gençlik yıllarıma.


Karşı masaların birinde birbirinden güzel iki genç kız.

Biri hafiften gülümser gibi oldu; gülümsedim ben de.

Gazeteci olduğumu öğrenmişler bu ara. Sordular, doğruladım. Kartımı verdim kendilerine. Hani ne olur ne olmaz.

Eve nasıl gittim o gece, neyle gittim, kim götürdü bilmiyorum.

Telefona uyandım.

Alo!

Akşamki kızlardan biri.


Yalnızım, demişim ona; şefkate ihtiyacım var falan.

Özür diledi.Çok istemişmiş ama…

Ama?

Bu gece buluşabilirmişiz istersem.

Anlaştık. Aynı mekanda, aynı saatlerde.

Telefonu kapattım, perdeyi araladım.Yağmur yağmıyordu.


Ne kadar sevindiğimi anlatamam.


Garip bir geceydi vesselam.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.