Aşk Vaadiyle Hırsızlık...

Şöyle bir yol boyu yapalım dedik; sahile inelim, yürüyelim;dönelim sonra.



Günlerden pazar;hava güzel.

Herkes dışarıda, aynı duygular içinde. Belli.



Kim bilir kaç zamandır özlediğimiz bir yürüyüş bu.



Yanımda kim bilir ne zamandır görüşmediğim bir dost.

Yol boyu eskilere, çok eskilere gidiyoruz.

Birlikte yaşadıklarımıza; yediklerimize, içtiklerimize; çektiklerimize…

Sen de on kilometre, ben diyeyim on beş.

Ne güzel değil mi?



Değil!

Önümüzde bir araba duruyor dönüşte.

Tanıdık birisi mi acaba!

Değil.

Bize doğru gelen kızlar sokuluyor arabaya. Ön camdan içerdekilerle konuşuyorlar.

Duran araba onları oracıkta bırakıp hızla uzaklaşıyor sonra.



İki kişiler. İkisi de genç. İkisi de güzel!

“ Cono” diyor arkadaşım.

O da ne!

Hem aşna fişna hem de soygun.

Aynen öyle; ellerine düşmeyegör.



Durup arkalarından bakıyoruz.

Derken bir araba daha duruyor yanlarında; gidiyor sonra.

Demek ki pazarlıkta anlaşamıyorlar.



Caddenin tam karşısında iki karartı daha; aynı yolun yolcuları.



Mersin’in en işlek caddesinde oluyor bunlar.



Daha önce de yazılıp çizildi .

Değişen bir şey yok. Üstelik bir de Suriyeliler eklenmiş buna. Öyle diyorlar. Günahı vebali söyleyenlere.



Emniyet çaresiz.

Farkında olduklarını, yakaladıklarını ve saldıklarını söylüyorlar.

Nasıl yani?

Kabahatler kanunu ve trafiği tehlikeye sokmak. Yasalar böyle. Cezası 72 lira.

Eyvah!



Yaşı on sekizinde, yirmisinde gençlere denk geliyorlardır mutlaka

Cinsel eğitimin sıfırın altında olduğu ülkede yaşıyoruz.

Bunun bir dolu hastalığı var biliyorsunuz..

Cinsel yoldan bulaşan hastalıkların saklandığını da biliyorsunuz.



Yapılacak başka bir şey yok mu gerçekten.

Denetimleri daha da sıkılaştırmak gibi; caydırıcı yasalar çıkarmak gibi… Ne bileyim ben , bu yola düşenleri farklı üretim alanlarına kaydırmak gibi mesela.



Yapacak başka bir şey yok mu gerçekten!

Yoksa; elimiz kolumuz bağlıysa ve bu, böyle sürüp gidecekse…

Eyvah!



Eyvah ki ne eyvah!


Mustafa Esmer Cengiz