Ölmek istemiyorum,diyor bıçaklanan kadın.
Kanlar içinde,çığlık çığlığa.
Ne olur ölme anne diye yalvarıyor daha on yaşında olan kızı.
Ve Emine Bulut herkesin gözleri önünde,göz göre göre ölüyor.
Neymiş,boşandığı kocasının yeniden bir araya gelme önerisini reddetmiş.
Onun en doğal hakkı bu bizim bildiğimiz.
Öyle değilmiş; öyle diyor sapık düşünce.
Ekmek bıçağını sokuyor beline, kafede bekle beni diyor, gidiyor ve…
Al sana kindar nesil.
Sadece son bir yıl içinde iki yüzün üzerinde kadın cinayeti. Son on beş yılda beş bin.
Sipiker ağlıyor haberi sunarken, Türkiye ağlıyor,insanlık ağlıyor.
Ama sadece ağlıyoruz iki gözümüz iki çeşme; sosyal medyaya düşen görüntülere bile bakamıyoruz içimiz kaldırmadığı için.
Ama sokaklara çıkamıyoruz,inletemiyoruz yeri göğü nedense.Şu yasaları değiştirin,cezaların en ağırıyla cezalandırın bu sapıkları diyemiyoruz. Bu son olsun, yetsin artık, anneler öldürülmesin, diyemiyoruz.
Sokağa çıkamaz oldu kadın, saçını savuramaz oldu rüzgarda, şort giyemez oldu, özgürce düşünemez, konuşamaz yazamaz oldu. Tiyatro yapamaz oldu.
İstenen de bu değil miydi zaten
Evine kapansın isteniyor kadın, tepeden tırnağa kapansın isteniyor.
Cumhuriyetin ona sunduğu haklar elinden alınmak isteniyor bile bile.
Adım adım ortaçağ karanlığına sürüklenmek isteniyor Türkiyem
Zamanı çoktan geldi; ayağa kalk Türkiye; kadınına, çocuğuna sahip çık.
Daha ne kadar susacaksın.
Kader mader değil bu,olmamalı.
Hiç kimse unutmasın ki bu tür olaylara karşı duyarsız kalan herkes bu insanlık dışı cinayetin bire bir ortağı sayılır.
Hiç kimse vicdan yapmaya kalkmasın sonra.
Mustafa Esmer Cengiz