Baran,ʹDış ticaret firmaları döviz kurunda sabitleme istiyorʹ

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 10.07.2018 - 18:51, Güncelleme: 29.11.2021 - 14:41
 

Baran,ʹDış ticaret firmaları döviz kurunda sabitleme istiyorʹ

Henüz yeni kurulan bir komite olduklarını belirten 36 No’lu Komite Başkanı Ahmet Baran, “Kentimiz bir dış ticaret kenti ve bu nedenle böyle bir komiteye ihtiyaç vardı. Bünyemizde ihracat, ithalat ve transit ticaret üzerine faaliyet gösteren firmalar yer alıyor. Uzmanlaştığımız bir sektör yok. Gıdadan tekstile otomobilden madene hemen her sektörde ticaret yapan firmalarla bir aradayız” dedi. Henüz çok yeni bir komite olmaları nedeniyle kapsamlı bir planlama yapma imkanı yakalayamadıklarını belirten Baran, ancak önceliklerinin önümüzdeki süreçte gerçekleştirecekleri toplantılarda kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri belirlemek olduğunu anlattı. Ardından sektörde yaşadıkları sıkıntılara değinen Ahmet Baran, ilk olarak döviz kurlarındaki hareketliliğe dikkat çekti. Yüksek döviz rakamlarının firmaları ciddi boyutlarda yorduğunu anlatan Baran, “Bu sorunun çözümü için dövizin sabitlenmesini talep ediyoruz. Böylesi bir uygulama hem maliyetlerini hesaplaması noktasında katkı sağlayacak olması adına yerli firmaları rahatlatacak hem de yabancı yatırımı artıracaktır” değerlendirmesini yaptı. “Yabancı yatırımcı ülkemize para getirip burada TL’ye dönüyor ancak çıkmak istediğinde parasının 3’te 2’si bir değerle geri çıkabiliyor. Bu nedenle de yatırım getirmek istemiyor” diyen Baran, kurun sabitlenmesi halinde yatırımcının güveninin de artacağına dikkat çekti. Döviz fiyatlarındaki artışın yurtiçinde de gerek üretim gerekse ihracatta firmaları zorladığını anlatan Baran şunları söyledi: “Bölgemizde özellikle hammadde üretimi olmadığı için hammaddeyi dışarıdan alıp işliyoruz. Bunlar ithal ürünler oluyor ve döviz kurunun yüksek olması ise maliyeti artırıyor. Benzer şekilde enerji maliyeti de çok yüksek. Belki enerjiyi yurtiçinden alıyoruz ancak fiyatları dövize endeksli olduğu için fiyatı artıyor. Tüm bunlar üretim maliyetini artırınca ihracatta da rekabette zorlanıyoruz. Döviz kurunun sabitlenmesi, en azından yerli üreticimizin rekabetçi yapısını güçlendirecektir.” Ülkenin ekonomik yönden güçlenmesinin üretime ve paralelinde ürettiği ürünü ihracat etme kabiliyetine bağlı olduğunu vurgulayan Baran, komite olarak ilgili yerlere yazılı taleplerini iletip bu sorunun çözümü için lobi çalışmalarına ağırlık vereceklerini anlattı.   “Liman fiyatları gözden geçirilmeli” Dış ticaret firmaları olarak maliyetlerini yükselten bir diğer konunun Mersin Liman’ında uygulanan fiyat tarifesi olduğunu belirten Ahmet Baran, yüksek fiyatlar karşısında zorlandıklarını söyledi. Üretimde girdi maliyetlerinin yüksekliğine bir de lojistik maliyetlerindeki artışın eklenmesiyle birlikte kıpırdayacak alanlarının kalmadığını dile getiren Baran, bu fiyatların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Yüksek fiyatlar karşısında firmaların arayışa girdiğini ifade eden Baran, “Mersin Limanı kentimizin ve ülkemizin önemli bir ekonomik gücü. Bu limana bölgemizden gelecek ya da bölgemizde dağıtılmak üzere getirilecek her türlü yük, hem limanın kendisi hem de kent ekonomisi için ayrı bir değer, ayrı bir güç. Ancak fiyatların artması maalesef bu gücü başka yerlere kaydırıyor” dedi. Mersin Limanı yerine İskenderun Limanı’nın tercih edilmesinin dahi çok fazla sorun olmayabileceğini belirten Baran, “Çünkü bu şartlar altında İskenderun Limanı’ndan taşıma yapılsa dahi yine ülke ekonomisine katkısı bulunuyor. Ancak birçok firma uygun fiyatları nedeniyle İran’ın Bandar Abbas Limanı’na yönelmeye başladı. Özellikle otomobil taşıyıcılarının büyük bölümü bu limanı tercih eder oldu ve bu durum yalnızca sektöre değil, ülke ekonomisine de olumsuz etki ediyor” değerlendirmesini yaptı.   “Serbest Bölge genişlemeli” Mersin’de dış ticaretin canlanmasında Serbest Bölge’nin önemli rolü bulunduğunu da dile getiren Ahmet Baran, ancak bölgenin artık yeterli gelmediğini ve en kısa zamanda genişlemesi gerektiğini vurguladı. Yatırım talebinin bulunmasına karşın bölgenin bu talebi karşılayamadığını ifade eden Baran, “Yatırımcı geliyor ancak yer bulamıyor. Mevcut yerler ise niteliksiz kullanılıyor. Üretime dayalı olmak yerine ağırlıklı depo olarak kullanılıyor. Bugüne kadar Serbest Bölge vergisel avantajları nedeniyle tercih edilmiş ve depo ağırlıklı yatırım yapılmış ama bu üretime dönmeli” değerlendirmesini yaptı. Mersin’in yeni İmar Planı’nda bu talepler göz önünde bulundurularak yeni bir yapılanmaya gidildiğini de hatırlatan Baran, daha fazla üreticiye yer verilebilmesi adına vakit kaybedilmeden genişleme alanına yönelik çalışmanın başlatılmasını beklediklerini anlattı.   “KDV iadelerindeki süre azalmalı” Dış ticaret firmalarının karşılaştığı bir diğer sorun olarak KDV iadelerindeki gecikmeyi gösteren Ahmet Baran, bu konuyla ilgili ise şunları söyledi: “Dış ticaret firmaları olarak oldukça minimal karlarla çalışmak durumunda kalıyoruz. Bu şartlar altında bize dönecek her türlü nakit büyük önem taşıyor. Ancak ihracata dayalı KDV iadelerinin gecikmesi bizleri oldukça zorluyor. Bir taraftan nakit dengesinde sıkıntı yaşarken diğer taraftan dövizdeki hareket de kazancımızı düşürüyor. Çünkü örneğin ihracat yapıyorum ve KDV’mi TL olarak ödeyebilmek için 10 bin dolar döviz bozduruyorum. Ama KDV iade edildiği zaman elime geçen TL ile ancak 7 bin dolarlık döviz alabiliyorum ve zarar ediyorum. Bu nedenle iadelerin çok geciktirilmeden yapılması önem taşıyor.”   “500 milyar dolar ihracat hedefine katkımızı artırma hedefindeyiz” Mersin olarak güçlü lojistik avantajlara sahip olmaları nedeniyle mevcut durumda istenilen kapasitelerle çalışılmadığını dile getiren Ahmet Baran, “Bölgemiz ithalatta da ihracatta da transit ticarette de oldukça güçlü. Komite olarak bu güçten daha fazla yararlanılmasını sağlayarak ülkemizin 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmasında Mersin’in katkısını artırmak istiyoruz” dedi. Yalnızca Mersin değil, tüm bölgede güçlü üreticiler bulunduğuna dikkat çeken Baran, yalnızca kentin değil bölgenin gelişmesinin ve birlikte kalkınmanın önemine değindi. Mersin’in dış ticaret ve lojistikte marka bir kente dönüşmesi gerektiğini vurgulayan Baran, “Bu potansiyel var ve böyle bir markayı bölgemiz hak ediyor” ifadelerini kullandı.   KUTU: “Bölgemiz ithalatta da ihracatta da transit ticarette de oldukça güçlü. Komite olarak bu güçten daha fazla yararlanılmasını sağlayarak ülkemizin 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmasında Mersin’in katkısını artırmak istiyoruz.”
Henüz yeni kurulan bir komite olduklarını belirten 36 No’lu Komite Başkanı Ahmet Baran, “Kentimiz bir dış ticaret kenti ve bu nedenle böyle bir komiteye ihtiyaç vardı. Bünyemizde ihracat, ithalat ve transit ticaret üzerine faaliyet gösteren firmalar yer alıyor. Uzmanlaştığımız bir sektör yok. Gıdadan tekstile otomobilden madene hemen her sektörde ticaret yapan firmalarla bir aradayız” dedi. Henüz çok yeni bir komite olmaları nedeniyle kapsamlı bir planlama yapma imkanı yakalayamadıklarını belirten Baran, ancak önceliklerinin önümüzdeki süreçte gerçekleştirecekleri toplantılarda kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri belirlemek olduğunu anlattı. Ardından sektörde yaşadıkları sıkıntılara değinen Ahmet Baran, ilk olarak döviz kurlarındaki hareketliliğe dikkat çekti. Yüksek döviz rakamlarının firmaları ciddi boyutlarda yorduğunu anlatan Baran, “Bu sorunun çözümü için dövizin sabitlenmesini talep ediyoruz. Böylesi bir uygulama hem maliyetlerini hesaplaması noktasında katkı sağlayacak olması adına yerli firmaları rahatlatacak hem de yabancı yatırımı artıracaktır” değerlendirmesini yaptı. “Yabancı yatırımcı ülkemize para getirip burada TL’ye dönüyor ancak çıkmak istediğinde parasının 3’te 2’si bir değerle geri çıkabiliyor. Bu nedenle de yatırım getirmek istemiyor” diyen Baran, kurun sabitlenmesi halinde yatırımcının güveninin de artacağına dikkat çekti. Döviz fiyatlarındaki artışın yurtiçinde de gerek üretim gerekse ihracatta firmaları zorladığını anlatan Baran şunları söyledi: “Bölgemizde özellikle hammadde üretimi olmadığı için hammaddeyi dışarıdan alıp işliyoruz. Bunlar ithal ürünler oluyor ve döviz kurunun yüksek olması ise maliyeti artırıyor. Benzer şekilde enerji maliyeti de çok yüksek. Belki enerjiyi yurtiçinden alıyoruz ancak fiyatları dövize endeksli olduğu için fiyatı artıyor. Tüm bunlar üretim maliyetini artırınca ihracatta da rekabette zorlanıyoruz. Döviz kurunun sabitlenmesi, en azından yerli üreticimizin rekabetçi yapısını güçlendirecektir.” Ülkenin ekonomik yönden güçlenmesinin üretime ve paralelinde ürettiği ürünü ihracat etme kabiliyetine bağlı olduğunu vurgulayan Baran, komite olarak ilgili yerlere yazılı taleplerini iletip bu sorunun çözümü için lobi çalışmalarına ağırlık vereceklerini anlattı.   “Liman fiyatları gözden geçirilmeli” Dış ticaret firmaları olarak maliyetlerini yükselten bir diğer konunun Mersin Liman’ında uygulanan fiyat tarifesi olduğunu belirten Ahmet Baran, yüksek fiyatlar karşısında zorlandıklarını söyledi. Üretimde girdi maliyetlerinin yüksekliğine bir de lojistik maliyetlerindeki artışın eklenmesiyle birlikte kıpırdayacak alanlarının kalmadığını dile getiren Baran, bu fiyatların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Yüksek fiyatlar karşısında firmaların arayışa girdiğini ifade eden Baran, “Mersin Limanı kentimizin ve ülkemizin önemli bir ekonomik gücü. Bu limana bölgemizden gelecek ya da bölgemizde dağıtılmak üzere getirilecek her türlü yük, hem limanın kendisi hem de kent ekonomisi için ayrı bir değer, ayrı bir güç. Ancak fiyatların artması maalesef bu gücü başka yerlere kaydırıyor” dedi. Mersin Limanı yerine İskenderun Limanı’nın tercih edilmesinin dahi çok fazla sorun olmayabileceğini belirten Baran, “Çünkü bu şartlar altında İskenderun Limanı’ndan taşıma yapılsa dahi yine ülke ekonomisine katkısı bulunuyor. Ancak birçok firma uygun fiyatları nedeniyle İran’ın Bandar Abbas Limanı’na yönelmeye başladı. Özellikle otomobil taşıyıcılarının büyük bölümü bu limanı tercih eder oldu ve bu durum yalnızca sektöre değil, ülke ekonomisine de olumsuz etki ediyor” değerlendirmesini yaptı.   “Serbest Bölge genişlemeli” Mersin’de dış ticaretin canlanmasında Serbest Bölge’nin önemli rolü bulunduğunu da dile getiren Ahmet Baran, ancak bölgenin artık yeterli gelmediğini ve en kısa zamanda genişlemesi gerektiğini vurguladı. Yatırım talebinin bulunmasına karşın bölgenin bu talebi karşılayamadığını ifade eden Baran, “Yatırımcı geliyor ancak yer bulamıyor. Mevcut yerler ise niteliksiz kullanılıyor. Üretime dayalı olmak yerine ağırlıklı depo olarak kullanılıyor. Bugüne kadar Serbest Bölge vergisel avantajları nedeniyle tercih edilmiş ve depo ağırlıklı yatırım yapılmış ama bu üretime dönmeli” değerlendirmesini yaptı. Mersin’in yeni İmar Planı’nda bu talepler göz önünde bulundurularak yeni bir yapılanmaya gidildiğini de hatırlatan Baran, daha fazla üreticiye yer verilebilmesi adına vakit kaybedilmeden genişleme alanına yönelik çalışmanın başlatılmasını beklediklerini anlattı.   “KDV iadelerindeki süre azalmalı” Dış ticaret firmalarının karşılaştığı bir diğer sorun olarak KDV iadelerindeki gecikmeyi gösteren Ahmet Baran, bu konuyla ilgili ise şunları söyledi: “Dış ticaret firmaları olarak oldukça minimal karlarla çalışmak durumunda kalıyoruz. Bu şartlar altında bize dönecek her türlü nakit büyük önem taşıyor. Ancak ihracata dayalı KDV iadelerinin gecikmesi bizleri oldukça zorluyor. Bir taraftan nakit dengesinde sıkıntı yaşarken diğer taraftan dövizdeki hareket de kazancımızı düşürüyor. Çünkü örneğin ihracat yapıyorum ve KDV’mi TL olarak ödeyebilmek için 10 bin dolar döviz bozduruyorum. Ama KDV iade edildiği zaman elime geçen TL ile ancak 7 bin dolarlık döviz alabiliyorum ve zarar ediyorum. Bu nedenle iadelerin çok geciktirilmeden yapılması önem taşıyor.”   “500 milyar dolar ihracat hedefine katkımızı artırma hedefindeyiz” Mersin olarak güçlü lojistik avantajlara sahip olmaları nedeniyle mevcut durumda istenilen kapasitelerle çalışılmadığını dile getiren Ahmet Baran, “Bölgemiz ithalatta da ihracatta da transit ticarette de oldukça güçlü. Komite olarak bu güçten daha fazla yararlanılmasını sağlayarak ülkemizin 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmasında Mersin’in katkısını artırmak istiyoruz” dedi. Yalnızca Mersin değil, tüm bölgede güçlü üreticiler bulunduğuna dikkat çeken Baran, yalnızca kentin değil bölgenin gelişmesinin ve birlikte kalkınmanın önemine değindi. Mersin’in dış ticaret ve lojistikte marka bir kente dönüşmesi gerektiğini vurgulayan Baran, “Bu potansiyel var ve böyle bir markayı bölgemiz hak ediyor” ifadelerini kullandı.   KUTU: “Bölgemiz ithalatta da ihracatta da transit ticarette de oldukça güçlü. Komite olarak bu güçten daha fazla yararlanılmasını sağlayarak ülkemizin 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmasında Mersin’in katkısını artırmak istiyoruz.”
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.