Hiçbir şey çıkar gruplarının etkisinden daha tehlikeli değildir.
Cindoruk da topal ördek uyarısı yaptı. Topal ördek ismini son günlerde sık sık duyuyoruz. Peki ne anlam taşıyor topal ördek? Amerikan başkanları için (ing. Lame Duck) söylenmiş bir tanım. Kongrede çoğunluğu yitiren başkanın istediği birçok düzenlemeyi çıkartamaması anlamına geliyor. Bu senaryo, Erdoğanın cumhurbaşkanı seçilebileceğini ancak partisinin meclis çoğunluğunu kaybetme ihtimali üzerine söylenmiş. Erdoğanın popülaritesinin partisi önünde gittiği göz önüne alındığında, bu hiç de kenara konacak bir söylem değil.
Biliyorsunuz, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi güçlü iktidarlar ortaya çıkartıp hızlı ve etkin kararlarla ülkeyi yönetmeyi hedefliyor. Ama cumhurbaşkanı ile meclis farklı ittifakların eline geçtiğinde, sürtüşme kaçınılmaz olur ve yeni sistemin hiç arzulamadığı istikrarsızlık süreci başlar. Böyle bir kombinasyon erken seçimleri de tetikler. Başkanlık sistemine geçiş, söylenenin aksine sancılı ve öngörülemeyen sonuçlar doğurabilir.
Sandığa üç hafta kaldı. Sokakta seçim heyecanı görünmüyor. Baskın seçimler, insanların tam havaya giremeden, biraz da isteksiz seçime gideceklerini gösteriyor. İnsanlar kendi aralarında siyaset konuşuyor ama siyaset yapma biçimi değişti. Özellikle tv kanalları ve sosyal medya üzerinden yürüyor birçok şey. Bir hafta boyunca kanallardaki tartışma programlarını izleyen, ya tatmin edici sonuca ulaşır, ya da kafası iyice karışır. Sokak dışındaki kampanya bizleri, çevre ve gürültü kirliliğinden uzak tutuyor. Fakat bir de madalyonun öteki yüzü var. Medyada yer almak paraya dayalı, bu ise haksız rekabete yol açıyor.
Milletvekili listeleri belli oldu. Küskünlere rağmen, kol kırıldı yen içinde kaldı(!) Sözde demokrasi havarileri, listeleri yine anti demokratik yöntemlerle oluşturdu. Partiler seçim beyannamelerini açıkladı. Ekonomi, işsizlik, maaşlar, sosyal yardımlar öne çıktı. Ancak bir mazot muhabbeti var ki hiç sormayın! Kuru fasulye nasıl sofraların kralı ise; mazot da seçim kampanyalarının kralı. Mazot 1 lira deyip, meydanları inleten Cem Uzan hala belleklerdedir. İktidarı popülizm yapmakla suçlayan muhalefet, popülizmde ondan hiç geri durmuyor. Vaatlerin ardı arkası kesilmiyor
Bilmem sizin de dikkatinizi çekti mi? Geçim derdi, telaşı her şeyi unutturmuş. Çevre sorunları hemen hiç konuşulmuyor.
24 Haziran seçimleri, daha önce yaşanan seçimlerden birçok konuda ayrılıyor. O bakımdan seçim sonuçlarını tahmin etmek de hayli zorlaşıyor. Anket şirketleri sanki, araştırmayı sipariş edenin ağzıyla konuşuyor. Ortada o kadar çok değişken var ki Ana hatlarıyla sağ- sol kutuplaşmasını aşan, ekonomik ve güvenlik kaygılarının öne çıktığı ve belirleyici özelliğini Tayyip Erdoğan karşıtlığının oluşturduğu bir kampanya bu.
Erdoğan karşıtlığı olmaz denileni mümkün kıldı. Saadet ile ittifak yapmak iyi güzel de 28 Şubatı, irticayı nereye koyacaksınız? Demokrat Partiyi de katınca, 27 Mayıs unutulmuş oluyor. Şu halde laiklik elden gidiyor sözleri boşuna denmiştir.
Dolar yükselirken sevinç naraları atmak nedir? Dövizdeki yükselişe sevinip, bel bağlayan ve böylelikle seçim kazanacağını düşünen politikacıdan yarar gelmez.
Bugünkü dünya konjonktürü lider odaklı, güçlü ve hızlı kararlar alabilen sistemler dönemidir. Parlamenter sisteme geri gitmeyi istemek, koalisyonlar dönemlerini yeniden getirmek; ülkeye zaman kaybettirmekten başka bir şey değildir. Parlamenter sistemin demokrasiyi yerleştiremediği, ülkemiz örneğinde deneyimle sabittir. Grup kararlarının etkili olduğu, lider sultasına dayalı parlamenter sistem; Türkiyeye karar alma süreçlerinde zaman kaybettirmektedir. Her iki sistemde de kararlar liderlerin iki dudağı arasında alınıyorsa ki öyle; o halde ben hızlı hareket eden bir sistemden yanayım. Türk toplumu ataerkil yapıdadır. Başkanlık sistemi hem toplum hem de bulunduğumuz coğrafyanın gerçeklerine uygundur. Ne yapayım, elimdeki malzeme başka yemek çıkartmayı mümkün kılmıyor.