Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Bir Tarsus Sevdalısı

" Ağaç yaş iken eğilir "   Kadim şehrimiz Tarsus'tan şanına layık insanlar çıkar. Türkiye'de birçok yerleşim birimleri vardır. Fakat kaç tanesi 2 bin yıllık bir geçmişe sahiptir? Yerleşim yerleri, insanların şekillenmesinde etki bırakır mı? Faruk Şimşekkaya'nın yaşam eğrisine baktığımda bu soruya pekâlâ evet demek durumundayım.   Ondaki dayanaklılık, çalışma azmi ve de verdiği güven duygusu bunu rahatça ortaya koyuyor. Hayatta güven verici olmazsanız sıkıntı yaşarsınız. Hani meşhur bir beyaz eşya markası sahibi ne diyordu; " insanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim." İşte bu söz sanki Faruk Şimşekkaya tarafından da söylenmiş gibidir.    İnsanlar ona canlarını, mallarını, ekmek teknelerini emanet etmişlerdir. Faruk bey yaşamı boyunca onların güvenini hiç sarsmadı. Günde 14-15 saat mesai vermek onun rutini hâline geldi.   Küçük Faruk kalabalık ailede büyüdü. 1965 Tarsus doğumludur. Komşuluk, akrabalık, dayanışma, sahiplenme nedir daha küçük yaşlarda içselleştirdi. Dönemin koşulları bunu gerektiriyordu. Mahalle kültürü baskın bir kültürdü. Öyle herkes istediği gibi kafasına göre takılamazdı. Sorumluluk sahibi olmak gerekirdi. Ve ayrıca çalışmak aile bütçesine katkı sunmak gerekirdi.   Faruk Şimşekkaya'nın babası maliyede çalışırdı. Orta halli bir hayatları vardı. Otoriter ve sevilen sayılan ortamda yetişti. Faruk hem bedenen çalışan hem de kafası çalışan bir çocuktu. Ama gel gör ki derslerle arası pek iyi değildi. Onun gözü okulda değil, çalışma ortamındaydı. Sokağı da severdi. Sokağın sert yanlarını iyi bilirdi. Kendini savunur, haksızlığa asla müsaade etmezdi.    Ona kavgacı denmese de cesur ve bileği güçlü oluşu aşikardı. İlkokul sonrası devam etmedi. O kendini bildi bileli çalışma hayatının içindeydi. Simit, sakız satarak başladı. Ayakkabı boyacılığı, köşker çıraklıgı yaptı.  Çay ocağında, eczanede, kırtasiye, kitap evlerinde çalıştı. Dağıtımcılık işinde bulundu. Şekerleme, kuruyemiş işleri, pazarlamacılık da yaptı.   Faruk bey eski Tarsus günlerini şöyle anlatıyor; "insanlar tertemizdi. Karşılıksız iyilik yardım yapılırdı. Sözün senet olduğu günlerdi. Bir selama dükkan dolusu mal götürülürdü. Serbest piyasa ve liberalizm hem ekonomiyi hem de insanları bozdu" diyerek özetliyor.   Faruk bey sadece çalışan değildi. Bazı işlerinde yöneticilik görevleri de üstlendi.  Çalıştığı iş yerlerini sahiplenirdi. Patronları dükkanları ona gözleri kapalı teslim ederlerdi. Çünkü çok küçük yaşlardan itibaren o terbiyeyi almıştı.   Askerlik dönüşü evlendi. Aile kavramı Faruk beyin önem verdiği, üzerinde hassasiyetle titrediği bir başka konudur. Eşi anlayışlı ve merhametlidir. Biri uzman çavuş, diğeri esnaflık yapan iki evlat sahibidir. Ailesi onun hayatının merkezinde yer alır. Tutumluluğu sayesinde ev sahibi oldu. 2011'de emekliliği hak etti.   Faruk beyin siyasi bir duruşu yoktur. Fakat o vatan -millet sevdalısıdır. Maneviyat sahibidir. İyiliğe kadere inanır. Kibirden, gösterişten uzak durur. Kağıt kitap işleri yaptığından mıdır nedir? Yazmaya yatkın karaktere sahiptir. Şiirler, özlü sözler, vatan meseleleri hep ilgisini çekmiştir.   Deneme formatında geçmişten anılarını yazmaktadır. İki tane şiir kitabına imza atmıştır. Çeşitli dergilerde, gazetelerde şiirleri çıkmıştır. Rauf Denktaş tarafından yazarlığından dolayı plaketle ödüllendirilmiştir. Kendi gazetesini de çıkarttı fakat Corona döneminde bırakmak zorunda kaldı.   2018 yılında Ak Parti milletvekili aday adayı oldu. Çeşitli derneklerde aktif roller üstlendi. Toplumcudur ve kanı sıcaktır. Tarsus'tan ayrılmayı hiç düşünmedi. Hayat pahalılığından ve yüksek kiralardan şikayetçi olan Faruk bey, ülkemizin ve şehrimizin geleceğinden umutludur.
Ekleme Tarihi: 19 April 2025 - Saturday

Bir Tarsus Sevdalısı

" Ağaç yaş iken eğilir "

  Kadim şehrimiz Tarsus'tan şanına layık insanlar çıkar. Türkiye'de birçok yerleşim birimleri vardır. Fakat kaç tanesi 2 bin yıllık bir geçmişe sahiptir? Yerleşim yerleri, insanların şekillenmesinde etki bırakır mı? Faruk Şimşekkaya'nın yaşam eğrisine baktığımda bu soruya pekâlâ evet demek durumundayım.
  Ondaki dayanaklılık, çalışma azmi ve de verdiği güven duygusu bunu rahatça ortaya koyuyor. Hayatta güven verici olmazsanız sıkıntı yaşarsınız. Hani meşhur bir beyaz eşya markası sahibi ne diyordu; " insanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim." İşte bu söz sanki Faruk Şimşekkaya tarafından da söylenmiş gibidir. 
  İnsanlar ona canlarını, mallarını, ekmek teknelerini emanet etmişlerdir. Faruk bey yaşamı boyunca onların güvenini hiç sarsmadı. Günde 14-15 saat mesai vermek onun rutini hâline geldi.
  Küçük Faruk kalabalık ailede büyüdü. 1965 Tarsus doğumludur. Komşuluk, akrabalık, dayanışma, sahiplenme nedir daha küçük yaşlarda içselleştirdi. Dönemin koşulları bunu gerektiriyordu. Mahalle kültürü baskın bir kültürdü. Öyle herkes istediği gibi kafasına göre takılamazdı. Sorumluluk sahibi olmak gerekirdi. Ve ayrıca çalışmak aile bütçesine katkı sunmak gerekirdi.
  Faruk Şimşekkaya'nın babası maliyede çalışırdı. Orta halli bir hayatları vardı. Otoriter ve sevilen sayılan ortamda yetişti. Faruk hem bedenen çalışan hem de kafası çalışan bir çocuktu. Ama gel gör ki derslerle arası pek iyi değildi. Onun gözü okulda değil, çalışma ortamındaydı. Sokağı da severdi. Sokağın sert yanlarını iyi bilirdi. Kendini savunur, haksızlığa asla müsaade etmezdi. 
  Ona kavgacı denmese de cesur ve bileği güçlü oluşu aşikardı. İlkokul sonrası devam etmedi. O kendini bildi bileli çalışma hayatının içindeydi. Simit, sakız satarak başladı. Ayakkabı boyacılığı, köşker çıraklıgı yaptı.  Çay ocağında, eczanede, kırtasiye, kitap evlerinde çalıştı. Dağıtımcılık işinde bulundu. Şekerleme, kuruyemiş işleri, pazarlamacılık da yaptı.
  Faruk bey eski Tarsus günlerini şöyle anlatıyor; "insanlar tertemizdi. Karşılıksız iyilik yardım yapılırdı. Sözün senet olduğu günlerdi. Bir selama dükkan dolusu mal götürülürdü. Serbest piyasa ve liberalizm hem ekonomiyi hem de insanları bozdu" diyerek özetliyor.
  Faruk bey sadece çalışan değildi. Bazı işlerinde yöneticilik görevleri de üstlendi.  Çalıştığı iş yerlerini sahiplenirdi. Patronları dükkanları ona gözleri kapalı teslim ederlerdi. Çünkü çok küçük yaşlardan itibaren o terbiyeyi almıştı.
  Askerlik dönüşü evlendi. Aile kavramı Faruk beyin önem verdiği, üzerinde hassasiyetle titrediği bir başka konudur. Eşi anlayışlı ve merhametlidir. Biri uzman çavuş, diğeri esnaflık yapan iki evlat sahibidir. Ailesi onun hayatının merkezinde yer alır. Tutumluluğu sayesinde ev sahibi oldu. 2011'de emekliliği hak etti.
  Faruk beyin siyasi bir duruşu yoktur. Fakat o vatan -millet sevdalısıdır. Maneviyat sahibidir. İyiliğe kadere inanır. Kibirden, gösterişten uzak durur. Kağıt kitap işleri yaptığından mıdır nedir? Yazmaya yatkın karaktere sahiptir. Şiirler, özlü sözler, vatan meseleleri hep ilgisini çekmiştir.
  Deneme formatında geçmişten anılarını yazmaktadır. İki tane şiir kitabına imza atmıştır. Çeşitli dergilerde, gazetelerde şiirleri çıkmıştır. Rauf Denktaş tarafından yazarlığından dolayı plaketle ödüllendirilmiştir. Kendi gazetesini de çıkarttı fakat Corona döneminde bırakmak zorunda kaldı.
  2018 yılında Ak Parti milletvekili aday adayı oldu. Çeşitli derneklerde aktif roller üstlendi. Toplumcudur ve kanı sıcaktır. Tarsus'tan ayrılmayı hiç düşünmedi. Hayat pahalılığından ve yüksek kiralardan şikayetçi olan Faruk bey, ülkemizin ve şehrimizin geleceğinden umutludur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.